Üniversiteyi bitirmek ve doğup büyüdüğü köyü dünyaya tanıtmak… Nuran Erden’in en büyük iki hayali.
Üniversite hayalini 27 yaşında kazandığı ve mezun olduğu Trakya Üniversitesi Halı Dokumacılığı bölümüyle tamamlamış Erden. Yarıda bıraktığı liseye ve yaşadığı zorluklara rağmen, yılmadan.
Aynı mücadeleyi yıllardır da köyü için veriyor. Boş gördüğü duvarları güzel görünmesi için, fırça ve boyarla dolu kovasını alarak yola koyuluyor. Kendi ifadesiyle 'duvarın başına varınca' ne çizeceğine karar veriyor, ruh haline göre.
Germiyan köyünü duyan bilen ya da yolu oradan geçen herkes duvardaki çizimleriyle hatırlıyor köyü. Hafızalara kazınan bu köy ve çizimler, Nuran Erden’in başarısını simgeliyor.
Sandalye boyayarak başladı
Asıl geçim kaynağı tarım olan köyde nüfus artışıyla beraber gelir azalınca köy halkı turizme yönelmeye karar vermiş. Bunun için girişimler başlamış. Sıra dışı mekan isimleri bulunmuş, masalar sandalyeler alınmış. Erden, o süreci şu sözlerle anlatıyor:
“Biz köyümüzü tanıtmaya karar verdik arkadaşlarla. Turizme geçeceğiz. Masa sandalye alacağız, kafeler kuracağız. Sıra sandalye ve masa almaya geldi, ben dedim ham istiyorum. Onları boyayacağım. Ondan sonra ilk olarak bir lale deseniyle başladım ama hiçbir hazırlığım yok. Boyam bile yok. Bir çocuktan sulu boya aldım. Onlarla başladım.”
Hayalleri adım adım gerçekleşiyor
Köyün duvarlarını boyamaya yakın geçmişte başlamış olsa da köyünü tanıtma hayali çocukluğuna kadar uzanıyor Nuran Erden’in. Adım adım da hayallerini gerçekleştirmeye başlamış.
Köyünü çok sevdiği için bu işe başladığını söyleyen Erden, şöyle konuştu:
“Köyümü çok sevdiğim için mutlaka tanınması gerektiğine inandığım için başladım. Çocukluğumdan beri benim iki hedefim vardı. Birisi üniversiteyi mutlaka okuyacağım. Birisi de köyümü mutlaka tanıtacağım. Ben o zamanlarda bile bunu düşünmüştüm. İzmir'in magnetlerde adı var veya bir hediyelik eşyada adı var. Bir Bodrum’un bir Çeşme’nin de aynı şekilde. ‘Bizim köyün adı niye yok’ diyordum. Hani çok büyük bir yer değil ama bir şey istersen ona inanırsan onun sonu geliyor. Yani şu an magnetlere biz de geçmeye başladık. Mesela ben taş boyuyorum. Gelenler üstünde mutlaka Germiyan yazsın istiyorlar.”
“Yurt dışından gelen ziyaretçiler var”
Şimdilerde neredeyse resimsiz duvarı bulunmayan Germiyan köyü, her geçen gün daha çok tanınıyor. Erden’e göre geçmişte çok fazla kişinin bilmediği köye yurt dışından bile ziyaretçiler gelmeye başlamış.
“Mesela Amerika'dan gelenler oldu. Bazıları turlarla geliyor artık. Tur kapsamına girdi köy. Turdan geliyorlar ‘biz Ankara’dan geldik’ diyorlar. Ben de diyorum millet Almanya’dan geliyor. Amerika’dan geliyor. Ankara şurası. Böyle ilginç şeyler oluyor.”
Amacı ülke turizmine katkıda bulunmak
Nuran Erden’in hedefleri artık köyünün sınırlarını da aşıyor. Gelecekte neler yapmak istediğini sorduğumuzda şu sözlerle anlatıyor yeni hayallerini:
“Türkiye’yi boyamayı düşünüyorum. Ama gerçekten bunu laf olsun diye söylemiyorum. Kendini tanıtmak isteyen belde olabilir, köy olabilir, gidip ücret almadan çizim yapabilirim. Neden çünkü onlara bir katkım olsun istiyorum. Bu vatan hepimizin, bu topraklara bir vefa borcumuz var. Bu ülkede yaşıyorsak bu ülkeye katkı sunmamız gerekiyor. O yüzden diyorum ya böyle kendini anlatmak isteyen tanıtmak isteyen insanlara gider gerçekten yaparım. Benim de bir katkım olsun, yani çorbada benim de bir tuzum olsun. Turizme elimden geldiğince bir katkı sunarsam ne mutlu bana.”