Dolmabahçe Sarayı’nın duvarlarını süsleyen tarihi bir tablonun çerçevesi, sultanların kullandığı aynalar ya da elçilerin ağırlandığı koltuklar… Osmanlı mirası pek çok tarihi eserde altın varaklar bulunuyor. Ne var ki zaman içinde bu süslemelerde önemli deformasyonlar meydana gelebiliyor. Milli Saraylar İdaresi Başkanlığına bağlı Altın Varak Atölyesi sayesinde yıpranmış eserler eski görünümlerine kavuşuyor.
Aslına sadık kalınıyor
1997’den bu yana hizmet veren atölyede, döneminin tüm ihtişamını yansıtan tarihi objeler, tıpkı bir kuyumcu titizliğiyle aslına sadık kalınarak restore ediliyor.
Altın Varak Atölyesinin sorumlusu Arzu Kural, yaptıkları çalışmayı şöyle anlatıyor:
“Kurumumuz bünyesindeki saray, köşk ve kasırlara ait objelerin restorasyonlarını yapıyoruz. Eserler atölyemize geldiğinde önce arşivleme çalışmaları gerçekleştiriliyor, fotoğrafları çekiliyor. Ardından eser üzerindeki hasarlar tespit ediliyor. Nasıl müdahale edilmesi gerektiği gibi konularda hazırlık yapılıyor.”
Esere zarar vermemek gerekiyor
Hazırlık sürecinin ardından eserlerin restorasyonuna geçiliyor. İlk önce eserlerin temizliği gerçekleştiriliyor. Bu aşamada dikkat edilmesi gereken en önemli ayrıntı, esere zarar vermemekten geçiyor.
İkinci aşama ise üzerinde çalışılan eserin sağlamlaştırılması... Eserin birleştirilmesi gereken parçaları varsa birleştiriliyor. Bazı eserlerde dökülmeler meydana gelebiliyor. Bu parçaları yerine koymak için tümleme yapılıyor. Bunun için de kalıplar ve dolgu malzemelerinden faydalanılıyor.
Altın yapraklar kullanılıyor
Ardından sırayı varak aşaması alıyor. Bu aşamada, tıpkı eserlerin orijinalinde olduğu gibi 23 karat altın yapraklar kullanılıyor. Yine su bazlı ve yağ bazlı yapıştırma tekniği kullanılarak eserlerin özüne sadık kalınıyor.
Atölyeye getirilen objeler, ortalama 150 yıllık bir geçmişe sahip olduğu için azami dikkat istiyor. Arzu Kural, önemli bir başka ayrıntıyı da şöyle anlatıyor:
“Restorasyonun amacı zaten sadece problem olan yerlere müdahale etmek; yenilemek değil. Gelecek nesillere bu eserleri aktarabilmek adına problem olan yerlere müdahalede bulunuyoruz.”
Bazı eserler yerinden kaldırılmadan yenileniyor
Saraylar ve kasırlardaki her altın varaklı eser, atölyeye getirilemiyor. Bazı eserler, büyük boyutlu olduğu için bulundukları yerlerde müdahale edilmesi gerekiyor. Atölye Sorumlusu Arzu Kural, bu konuyla ilgili olarak, “Takribi 5 ay önce ‘Sürre Alayı’ tablosunun çerçevesine restorasyon yapıldı. 6 metre büyüklüğünde bir çerçeveydi ve hiç yerinden oynatılmamış. Ona iskeleler kurularak yerinde müdahale edildi. Şu anda iki arkadaşımız Dolmabahçe Sarayı’nda 7 metre genişliğinde ve 5 metre yüksekliğindeki ‘Çölde Av’ tablosunun restorasyonunu yapıyor” şeklinde konuşuyor.
Atölyede bugüne dek 500’ü aşkın eserin restore edildiğini ifade eden Kural, “Zevkle severek yapıyoruz işimizi. Sabır ve sevmek gerekiyor” diyor.
Kurgu: Cihan Karaahmetoğlu