Padişahların tören kıyafetleri, perdeler, dokuma kumaşlar, deri eyerler, ayakkabılar… Tarihe tanıklık eden farklı nitelikteki sayısız obje, restorasyondan geçirilerek gelecek kuşaklara aktarılıyor.
Milli Saraylar Tekstil Konservasyon ve Restorasyon Atölyesi, Osmanlı Dönemi’ne ait tarihi kıyafetler ve deri objeleri çürüyüp yok olmaktan kurtarıyor. Ehil ellerde yapılan restorasyon ve konservasyon çalışması sayesinde paha biçilemez kültürel miraslar zamana meydan okuyor.
Hasar tespiti için dijital doku analizi yapılıyor
Fatih Sultan Mehmed’den VI. Mehmed’e Osmanlı padişahlarının birbirinden özel kıyafetlerinin bakım ve onarımının yapıldığı Tekstil Konservasyon ve Restorasyon Atölyesi Topkapı Sarayı’nda yer alıyor.
Atölye ekibi, üzerinde çalışmaya başladıkları parçaları restore ederken belli bir sıra izliyor. Milli Saraylar Tekstil Konservasyon ve Restorasyon Atölyesi Sorumlusu Başak Birsel sürecin ilk aşamasını şöyle anlatıyor:
“Eser bizim atölyemize geldiği an itibarıyla öncesi ve sonrasındaki aşamaları görebilmek için belgeleme yapıyoruz. Bu işlemi fotoğraf makinesiyle gerçek boyutlu olarak gerçekleştiriyoruz.”
Ardından sıra dijital doku analizi yapmaya geliyor. Birsel, bu aşamanın son derece kritik olduğunu söylüyor:
“Dijital doku analiziyle örgünün en alt dokumasına inerek bozulmaların ne yönde olduğuna ilişkin tespitlerimizi yapıyoruz. Sonrasında da bir restorasyon planı hazırlıyoruz ve uygun malzeme teminine geçiyoruz. İpek bir ürünü yine ipek bir malzemeyle destekleyip, aynı şekilde ipek bir iplikle tamamlıyoruz.”
Restorasyonda ilke: minimum müdahale
Tekstil Konservasyon ve Restorasyon Atölyesi’nde yapılan çalışma büyük özen gerektiriyor. Elden geçirilen kültürel mirasların yüzlerce yıllık olduğu düşünüldüğünde yapılan her müdahalenin yerli yerinde olması büyük önem taşıyor. Birsel, bu konunun altını önemle çiziyor:
“Bizim ilkemiz, minimum müdahale… Aslında konservasyon yapmaya çalışıyoruz. Tabii ki çok daha yoğun bozulmalar olduğu zaman, bozulmanın daha fazla ilerlememesi için en uygun müdahaleyi, yine mininum müdahale düsturu dahilinde yapıyoruz.”
Kanuni’nin tören kaftanı
Her parçanın restorasyon süresi farklı oluyor. Bunu belirleyen genel durum ve bozulma derecesi. Birsel, ortalama çalışma sürelerini bir örnek vererek açıklıyor:
“Atölyemizde Padişah Kaftanları koleksiyonlarından gelen Kanuni Sultan Süleyman’ın kaftanını 3 ila 6 ay arasında bir süreçte değerlendirdik.”
Halen atölyede bulunan Kanuni Sultan Süleyman’ın tören kaftanı, restorasyonu yapılan önemli eserlerden biri. Padişah için özel olarak İtalyan kadifesinden dokunan kaftan Osmanlı’nın klasik desenlerinden lale motifleriyle bezeli.
Atölyede iki önemli eser daha yer alıyor. Bunlardan biri Sultan III. Ahmed’e ait kürk. 18’inci yüzyıla ait kürkün dışı kırmızı çuhadan bir kumaşla kaplı. Yakası, kenarları ve içi ise kahverengi samur ve beyaz hermin kürkle süslü. Bir diğeri ise kime ait olduğu bilinmeyen 16’ıncı yüzyıldan kalma bir padişah tören kaftanı.
Tekstil Konservasyon ve Restorasyon Atölyesi’nde zahmet de emek de büyük... Ama gösterdikleri çabaya değiyor. Birbirinden kıymetli kültürel miraslar yok olmaktan kurtuluyor ve müzelerdeki yerini alıyor.