Hafif Sağanak Yağışlı 10.8ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Yaşam
12.07.2016 14:00

Ramiza anne "soykırım yolu"nu anlattı

Srebrenitsa soykırımında eşi ve 2 oğlu ile 38 akrabası katledilen Ramiza Gurbiç, 21 yıl önce çıktıkları 6 gün süren 100 kilometrelik "ölüm yolculuğu"nu anlattı.

Ramiza anne "soykırım yolu"nu anlattı

Srebrenitsa soykırımının canlı tanığı Ramiza Gurbiç, yaklaşık 12 bin kişi olarak başlatıldıkları ve 6 gün süren 100 kilometrelik zorunlu yürüyüşü tamamladıklarında 3 bin kişi kaldıkları "ölüm yolu"nu anlattı. Gurbiç, öldürülen iki oğlundan birisini bulduğunda başının ve kollarının olmadığını, belindeki ismi yazılı kemerinden tanıdığını söylerken gözyaşlarını tutamadı.

Avrupa'nın göbeğinde İkinci Dünya Savaşı'nın ardından yaşanan "en büyük insanlık trajedisi" olarak kabul edilen "Srebrenitsa soykırımı"nda eşi ve 2 oğlu ile 38 akrabasını kaybeden 64 yaşındaki Ramiza Gurbiç, "Allah bir daha yaşatmasın" dediği o günleri anlattı. 

11 Temmuz 1995 tarihinin, iki oğlu ve eşini yitirdiği "ölüm yolculuğu"nun başlangıcı olarak hafızasına kazındığını belirten Srebrenitsa Anneleri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Gurbiç, gözyaşlarıyla ıslanmış 100 kilometrelik haritayı gösterirken, vahşet dolu 6 günü adeta yeniden yaşadı. Korumalı alan olan Srebrenitsa'nın Suşnyari bölgesinden çoğunluğu sivil yaklaşık 12 bin kişi ile yola çıktıklarını belirten Ramiza Gurbiç, kadınların ve 12 yaşından küçük çocukların diğerlerinden ayrılıp, gruplar halinde otobüslere bindirilerek farklı bir güzergahtan yolculuğun son noktası olan Nezuk'a gönderildiğini söyledi.

Gurbiç, 9 bin civarında insanın katledildiği zorunlu yolculuğa çıkarıldıklarında içinde bulunduğu kadın grubunun çok büyük sıkıntılar yaşamadan yol aldığını, ancak erkeklerin farklı bir güzergahtan, ölüm güzergahının son noktası olan Nezuk kasabasına götürülürken Kravica yakınlarında büyük saldırıya uğradığını öğrendiklerini belirtti.Bu saldırıdan sonra eşi Yunus ve küçük oğlu Mehrudin'den bir daha haber alamadığını anlatan Ramiza Gurbiç, "Onları Kravica ve Zvormik'teki toplu mezarda buldum." dedi.

Oğlu Mehrudin'in belden aşağısına ait kemiklerinin bulunamadığını anlatan Gurbiç, şöyle konuştu:"Toplu mezar açıldığında oğlumu, belinde adı yazan kemerinden tanıdım. Diğer kemiklerini de DNA testinden bulduk, ancak kol kemiklerini ve kafatasını bulamadık. Aramaya devam edeceğim, çünkü ben oğlumu başsız ve kolsuz doğurmadım."

"Büyük oğlumu gördüğümde bayılmışım"

Büyük oğlu Mustafa'nın kendisini yoldaki kontrol noktalarından Nova Kasabası'nda gördüğünü ve tanıdığını aktaran Ramiza Gurbiç, şöyle devam etti: "Oğlumu gördüğümde heyecandan bayılmışım, kendimi kaybetmişim, daha sonrasını hatırlamıyorum. Görüşmemize izin verilmemişti zaten. Mustafa'nın oradan nereye götürüldüğünü de bilmiyorum ama daha sonra Zvornik yakınlarındaki Pilica'da Sırplar tarafından katledildiğini öğrendim."

Gurbiç, o dönem 6 yaşında olan kızıyla, yaklaşık 12 bin kişinin çıktığı ölüm yolunu sağ tamamlayan ve Nezuk'taki serbest bölgeye ulaşan 3 bin kişi arasında yer aldıklarını vurgulayarak, "Srebranitsa demek, acı demek, duygu demek. 11 Temmuz'un anlamı benim için çok acı. Çünkü eşimi ve iki oğlumu kaybettim. Ayrıca sadece kendi sülalem Gurbiç ailesinden 38 kişi katledildi. Bir kısmını cenazesini bile bulamadık." diye konuştu.

Kendisi gibi birçok kadının bu soykırımda eşini, çocuğunu, babasını ve kardeşlerini kaybettiğine işaret eden Ramiza Gurbiç, şunları kaydetti:"Kadın olarak acıları ifade etmek çok zor. Yatıyorsunuz, kalkıyorsunuz iki evladınız yok olmuş. Bazen çocuklarım rüyalarıma giriyor, seviniyorum. Ancak uyandığımda yine aynı acıyı yaşıyorum. Anneler için kolay değil, acılarla uyanıyorsunuz, bazen geceler bir yıl oluyor. Bazen de gecenin nasıl geçtiğini bile anlamıyorsunuz."

"Soykırım acısına dua ile katlanabiliyorum"

Gurbiç, soykırımın acısına sabrederek ve duaya sarılarak katlanabildiğini belirterek, "Potaçari'de toplu mezarların bulunduğu bölgeye gittiğimde kendimi çok huzurlu ve rahat hissediyorum. Mezarların arasına oturup Kur'an okumaya başladığımda bazen kuş gibi hafifliyorum, uçacağım zannediyorum." ifadelerini kullandı.Türkiye'nin de terörle mücadelesinde çok şehit verdiğine işaret eden Ramiza Gurbiç, "Türk annelerin sabırlı ve güçlü olmalarını istiyorum. Dua etmelerini öneriyorum, çünkü insan kendini en güçlü o zaman hissediyor. Huzurlu olmak lazım, siz huzur dolu olursanız Allah size yardım ediyor." şeklinde konuştu.

Sıradaki Haber
Trakya, "lavanta" kokacak
Yükleniyor lütfen bekleyiniz