Muğla’nın Gökova ilçesinde, şehir hayatından sıkılmış ve hayatlarına farklı anlamlar katmak için doğayla iç içe bir yaşama adım atan bir grup insan... Onları bir araya getiren oluşum ise Gökova Kadın Çevre ve İşletme Kooperatifi.
Kısaca ‘Gökboncuk’ ismiyle anılan ve alışılmışın dışında çalışmalar yürüten kooperatifin temel amacı, bölgenin üretim alanındaki zenginliklerini geçmişten gelen ve unutulmaya yüz tutmuş bilgilerle harmanlayarak hem bölgedeki üreticiye hem de kooperatife değer katmak.
Üretmekle kalmıyor yerli üreticiye de destek oluyorlar
2012 yılında kurulan kooperatif, faaliyetlerine ilk olarak buğday, un ve ekmek üreterek başladı.
Doğru tohum, doğru toprak, doğal ve ilaçsız tarımla üretilen sebzelerin son ürüne dönüşebilmesi için bir de atölye kuruldu.
Uzun zamandır da hem kendi üretimleri olan hem de köylülerden satın aldıkları, bozulmaya müsait meyvelerden çeşitli reçeller üretip son tüketiciye ulaştırıyorlar.
Gökova Kadın Çevre ve İşletme Kooperatifi’nin kurucularından olan ve başkanlığını yapan Muhlis Partal, bölge ve çalışmaları hakkında şunları söyledi:
“Burası verimli toprakların olduğu bir yer. Fakat yanlış tarım uygulamaları her yerde olduğu gibi burada da çok yaygın. Bundan çok üzüntü duyuyorduk. Bizim de bu iş nasıl yapılır, nasıl yapılmalıdır diye uzun yıllar araştırmalarımız olmuştu. Burayı uygulama alanı olarak seçtik, üzerinde uygulamaya başladık. Köylülerle görüşmeler yapıyoruz, onlarla tanışıyoruz, onların yaptıkları işleri inceliyoruz. Onları bizim işlerimize ortak etmeye çalışıyoruz. Finansmanlarını sağlıyoruz, ürünlerini alıyoruz. Tarlaya ilaç atmadan, doğal veya yerli tohumla üretim yapmaları için teşvik ediyoruz. Şu anda da yavaş yavaş ilgi görüyor.”
Yenilikçi ve doğal ürünler
Kooperatifin fark yarattığı nokta ise burada başlıyor. Uzun yıllar yapılan ar-ge çalışmaları sonucunda domatesten lokum, limondan turşu, mantardan tatlı üreten kooperatif, bu özel ürünlerle hem kendisine hem de faaliyet gösterdiği bölgeye çoklu fayda sağlıyor.
Yapılan geliştirmeler hakkında da açıklamalarda bulunan Partal, şöyle devam etti:
“Yeni değerler üretmeyi aslında ürünleri çeşitlendirmek olarak düşünebiliriz. Örneğin bir tüketici, kahvenin yanına şekerleme yerine domates lokumu koyabilir. Tüketici bu şekilde hem doğal bir ürün tüketmiş hem de domates yetiştiren üreticiye katkı sağlamış olacak. Sadece belli bir dönemde yetişen doğal bir mantar var, çıntar mantarı. Köylüler bu mantarı ormandan toplayıp yol üstünde satıyorlardı. Kooperatif olarak hepsini topladık ve köylünün elinde hiçbir ürün bozulmadı, çürümedi. Bizde bundan çeşitli reçel ve tatlı ürünleri yaptık. Kooperatif olarak bu şekilde geliştirmelerle kooperatife, tüketiciye ve üreticiye çoklu fayda sağlamaya çalışıyoruz.”
Sağlıklı bilgiler
Gökova Kadın Çevre ve İşletme Kooperatifi, odağında insani değerleri ve geçmişten gelen kadim bilgiyi tutuyor, çalışmalarını bu doğrultuda gerçekleştiriyor. Kadim bilgiyle ulaştıkları bir sonuç da balın saklama şekliyle ilgili. Bal bozulmayan bir besin olarak bilinse de içerisindeki faydalı organizmaların dış etkenlerle besin değerini kaybetmesi mümkün. Bu kayba yol açan etkenler çoğunlukla güneş ışınları ve maruz kaldığı sıcaklık.
Kooperatifin bir diğer kurucusu ve yöneticisi Çiğdem Ercan, bu çalışmalar hakkında şu bilgileri verdi:
“Antik dönemden bugüne balı almışlar, tıpkı arıların yaptığı gibi balmumunun içine koyup saklamışlar. Sonra bu bilgi kaybolmuş ve bal başka formlarda piyasaya sunulmuş. Biz ilk forma geri dönelim istedik. O yüzden de toprak kaplarımızı aldık, balmumuyla sıvadık ve balı bu şekilde sakladık. Çünkü 180’den fazla canlı organizmanın yaşayabilmesi ancak karanlık bir ortamda mümkün.”
Sadece kadın kooperatifi değil
İsminde ‘kadın’ geçse de sadece kadınların görev aldığı bir kooperatif değil Gökboncuk.
Bu konu hakkında da değerlendirme yapan Ercan, “Kadın kooperatiflerinin çoğu üretime dayalı ve doğa ile insan arasındaki ilişkiyi sürdüren kooperatifler. Üretimi de en çok destekleyecek şey hep bir arada ve uyum içinde bir yaşam. O yüzden kadın kooperatifleri denince sadece kadın çalışanlardan oluşan bir kooperatiften bahsedemeyiz. Mesela burada susam zamanında 7’den 77’ye herkes tarladadır. Bizim kooperatifimizde de hem kadınlar hem çocuklar hem de erkekler bir arada geliştirdiğimiz ürünleri hazırlıyoruz. Birlikte çalışıyoruz” dedi.
Kurgu: Cihan Karaahmetoğlu