Çanakkale'nin Gelibolu ilçesinde söğüt dalı ve sazla yapılan sepetler, mesleğini devam ettirme çabasındaki ailelerin geçim kaynağı olmaya devam ediyor.
Beldede 200 yıldır devam ettirilen sepetçilik, günümüzde çok az kişi tarafından bilinen ve unutulmaya yüz tutmuş meslekler arasında yer alıyor. Evreşe'de ata mesleklerini sürdürme çabası veren az sayıdaki kişi ise miras olarak değerlendirdikleri işlerini ayakta tutmaya kararlı.
Yaşar Salkına (70), yaptığı açıklamada, ilerleyen yaşına rağmen sevdiği işini yapmaktan gurur duyduğunu söyledi. Ailesinin Yunanistan'dan Gelibolu'ya göç ettiğini anlatan Salkına, gelişen teknolojinin sepetçiliği de etkilediğini aktardı.
Salkına, "Ben 10 yaşımda başladım sepet örmeye. 60 yıl oldu, yarım asırdan fazla. Bu meslek ile 8 çocuk, 20 torun sahibi olduk. Onların da bir kısmı bu işin ustalığını bizden öğrendi. Sepet örerek geçindik, ekmeğimizi kazandık. Sayısız da yeni ustalar yetiştirdik. Bu meslek krallık gibidir, atatan babaya, babadan da oğula geçer." dedi.
"El emeği, göz nuru sepetler yoğun ilgi görüyor"
Mesleklerinin yeni nesil tarafından yapılmadığını ve yavaş yavaş yok olmaya başladığını dile getiren Salkına, şunları söyledi:
"Eşimle bu mesleğe devam ediyoruz. Sepetleri bir iki saatte yapıyoruz. Sonra da mahallelere çıkıp satıyoruz. Sepetine göre 5-20 lira lira arasında değişiyor. El emeği, göz nuru sepetler yoğun ilgi görüyor. Yaz ayı geldiğinde at arabamız ve barınma çadırımızla Trakya yollarına düşüyoruz. Uzunköprü, Malkara ve Kırklareli'ye kadar gidiyoruz. Sepetleri burada satıyoruz. Kışın evimizde yine sepet yapmaya devam ediyoruz. Ancak güzel havalarda çıkıp satabiliyoruz."
Salkına, sepetçiliğin zahmetli bir olduğunu ifade ederek, "Sepetleri mahalle aralarında bazen sırtımıza yükleyip çarşı pazar gezerek satıyoruz. Şu anda genellikle süs eşyası olarak değerlendiriliyor sepetler. Eskiden genellikle çok sık kullanılan taşıma amaçlı eşyalardı ancak şu anda sepetin yerini farklı birçok ürün aldı." değerlendirmesini kullandı.
Vahide Salkına da 55 yıldır sepetçilik yaptığını belirterek, "Başka bir iş yapamıyoruz. Ekmek paramızı alıyoruz, geçim sağlıyoruz. Sepetin büyüklüğüne göre çalışıyoruz. Söğüt dalı ile sazı karıştırarak yapıyoruz. Sağlığımız el verdiğince bu işi sürdüreceğiz." diye konuştu.