Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı, kurulduğu 1995 yılından bugüne kadar yaklaşık 3 milyon öğrenci yetiştirdi. Elif Dilmen o çocuklardan biri. 11 yaşındayken bir merak yolculuğu ile başlayan serüveni, onu vakfın yönetimine taşımış. Yönetimdeki ilk TEGV çocuğu olmasının yanı sıra aynı zamanda en genç üye.
Onun için her şey okulunun yakınındaki TEGV ile başlamış.
“Bir çocuk için keşfetmeye yönelik en önemli etkenin merak duygusu olduğunu düşünüyorum. TEGV benim öğrenim gördüğüm ilkokulun çaprazında yer alıyordu. Dışı korunaklı görünüyor içi cıvıl cıvıl çocuklarla dolu. Haliyle benim de ilgimi çekti. Sonrasında o kapıdan girdim ve kayıt süreci başladı. Böylece 11 yaşındayken TEGV’e adım atmış oldum.”
Bu duygularla kapısından girdiği TEGV sayesinde hayatının değiştiğini söyleyen Dilmen, vakıfla yollarının tekrar kesişmiş olmasından oldukça mutlu. Hayatına dokunan vakıfta şimdi yönetici ve o da artık başka çocukların hayatlarına dokunabilecek.
“Bir toplantı sırasında ‘Aslında ben de bir TEGV çocuğuyum’ dedim ve serüven orada başladı. Çünkü 95 yılında kurulan TEGV’in yetiştirdiği çocuklar şu an artık bir yerlerde iş dünyasındalar. TEGV’de ‘yönetim kuruluna artık bir tane çocuğumuzu alalım’ gibi bir arzu hep varmış. Sonrasında yollarımız kesişti. Görüşmeler yaptık, hem yöneticilerimizle hem yönetim kurulu üyelerimizle. Böylelikle ben de bu ekibe dâhil oldum.”
“Ben de Elif abla gibi olacağım”
Dilmen, kurul üyesi olmasının ardından çevresindekilerden oldukça olumlu dönüşler alıyor. Ancak onu en çok heyecanlandıranlar çocuklardan gelenler.
“Yönetim Kurulu üyesi olduktan sonra ailemden, TEGV dünyasından, iş hayatından çok güzel şeyler duydum. Ama burada en önemli, güzel kelimeler bana galiba çocuklardan geldi. Çünkü çocuklar ben TEGV Yönetim Kurulu üyesi olduktan sonra bana mektuplar yazmışlar. Onları okuduğumda gördüm ki bir rol model olmuşum onlar için. ‘Ben de bu sıralarda oturuyorum, bir gün ben de o yönetici koltuğunda oturabilirim’ diyen var. ‘Elif abla senin gibi olmak istiyorum’ diyen var. ‘Senin haberini okudum çok heyecanlandım’ diyen var. Özellikle bir tanesi vardı çok tatlıydı şöyle yazmış; ‘çok çalışmış olmalısın ki TEGV’e gelmişsin, TEGV’de çok vakit geçirmiş olmalısın’ gibi cümleler kurmuş. Aslında çocuklara böyle bir ilham kaynağı olmak da beni çok mutlu etti. Çünkü baktıklarında bir noktada sadece oyun oynamak için geldikleri, ders çalışmak için geldikleri bir yer gibi düşünüyor olabilirler. Ama orada yetişmiş bir çocuğun şu an haberlerde gördükleri bir ablalarının olması onları daha da yakın hissettiriyor.”
“Çocukken buradaki çabayı görmüyorsunuz”
Elif Dilmen, sıralarından geldiği vakfın yönetim kurulu üyesi olmasını avantaj olarak değerlendiriyor. Öğrenci bakışıyla yönetici bakışını ona birçok farkındalık kazandırmış.
“Oraya çocuk olarak adım attığınızda hiç arka taraftaki bu muazzam çabayı görmüyorsunuz. Çünkü baktığınızda aslında abileriniz ablalarınız ve ilgili eğitimdeki görevliler var. Ve aslında arka tarafta önemli bir çalışan kadrosu yönetim kadrosu ve bunun sürdürülebilirliğini sağlayan da bir bağışçı ordusu var diyebilirim. Şu an baktığımda siz o sırada oturun diye arka tarafta o kadar fazla insan çabalıyormuş ki bunu bilmiyor olmak o zaman için dedim ki evet aslında kıymetini daha çok bilmemiz gerekiyor.”
“O sıralarda otururken neyi hayal ediyordum…”
TEGV’in 27 senedir dokunduğu 3 milyon çocuktan biri Elif Dilmen. Bu nedenle bir zamanlar aynı sıraları paylaştığı çocukların ne düşündüğü ve ne hissettikleriyle ilgili engin tecrübeleri var. Bir zamanlar o yollardan kendisinin de geçtiğini hiç unutmuyor.
“Şu anki çocuklarımızla iletişim kurduğumuzda hep şeyi duyuyorum, ‘TEGV çok güzel bir yer.’ Hatta geçen bir çocuğumuzdan şöyle bir cümle duydum; ‘çocuk kalbini duyan bir yer TEGV’ dedi. Gerçekten öyle, çocuk kalbini duyan bir yer. Çocuk kalbine hitap eden eğitmenlerimiz var. Bütün çalışanlar, bağışçılar ve yönetim kadroları bunun için tek bir yürek olmuş durumda. O yüzden çocuk tarafından baktığımda diyorum ki evet ben bunları hayal edemezdim.”
Kurgu: Ünsel Ayhan Aybek