Gaziantep'te, sosyal medyada bir araya gelen çoğu üniversite mezunu kadınlar, yıllardır takıdan örgüye kadar büyük bir emekle hazırladıkları ürünlerini artık cumartesi günleri kurulan pazarda sergiliyor.
Her hafta pazarda stant kuruyorlar
6 aydır her hafta pazarda stant kuran kadınlar, yanlarında getirdikleri çocuklarından da destek alıyor.
Sosyal medyadaki "Üreten Kadın Güçlü Kadın" sayfasının yöneticisi sağlık teknisyeni Hatice Aydın, kadınların el emeğiyle ürettikleri ürünleri tanıtmak için sosyal medyayı kullandığını anlattı.
"9 yıllık iş hayatımı bıraktım. Evde oturmak bana göre değildi. Sosyal medya üzerinden insanların buluşmalarını gördüm. 'Bunu ben niye yapmayayım?' dedim. Gaziantep'te de bu gerekliydi. Kendim hobilerle uğraşıyordum, üretmeyi de seviyorum. Hobilerimi değerlendirerek sosyal bir çevreye açılmak istedim. Sosyal medya üzerinden 'Üreten Kadın Güçlü Kadın' diye bir sayfa kurdum."
Ürünlerin sahibi kadınlar, el emeği ürünlerini önce açılan sayfada yayınladılar, bir süre sonra da yüz yüze görüştüler.
"Sayımızı her gün artırıyoruz"
Hatice Aydın, uzun çabalar sonucunda pazarda toplanmaya başladıklarını söyledi.
"Her hafta cumartesi Emek Pazarı'nda Gaziantep'e hitap etmeye çalışıyoruz. Şu an 20 kişiyiz. Sayımızı her gün artırıyoruz. Ben bu kararı aldığımda eşim destek oldu. Çünkü sosyalleşmemi, arkadaş ortamına girmemi istedi. Çoğu arkadaşımızın eşleri ilk başlarda yargıladı. 'Senin ihtiyacın.' yok dedi. Sonra ortamı görünce her hafta bize yardımcı oluyorlar.
Ben kokulu taş, yeşeren kalemler üzerine çalışmalar yapıyorum. Takı, boncuk işlemeleri, iğne oyaları, amigurumi bebekler yapanlar, gecelik, sabahlık dikenler, keçeden, kütükten aksesuar yapan arkadaşlarımız var. Çok çeşitli ürün bulunmakta."
"Üreten bir kadın topluma açık olmalı"
Hatice Aydın, kadınlara evde oturmamalarını tavsiye etti.
"Üreten bir kadın topluma açık olmalı, yaptığı ürünleri çok güzel bir şekilde sergileyebilmeli. Çünkü insan ürününü sattığında, beğenildiğini gördüğünde bir sonraki aşamaya geçmek istiyor. Hevesle daha güzelini yapmaya çalışıyor. Daha çok üretmeye başlıyor. Para geride kalıyor."
"Takı kursu açacağım"
Pazarda takı satan Firdevs Gözde Eşkin, ana sınıfı öğretmeni olduğunu ancak çocukları için mesleğini bırakmak zorunda kaldığını belirtti.
"Profesyonel olarak takı yapıyorum. Bu işin eğitimini vermek için kurslara gidiyorum. Belgemi tamamlayınca inşallah takı kursu açacağım. Onun için uğraşıyorum. Hatice hanımla sosyal medyadan tanıştık. Bizim reklamlarımızı gönüllü olarak yaptı. Daha sonra da mesaj grubumuzda sohbet ederek bir şeyler yapmaya karar verdik. Sonra 'Neden emeklerimizi sergilemeyelim?' dedik. Böyle bir ortam oluşmasını istedik. Gereken işlemleri başlattık. Uzun bir süreç oldu ama çok şükür mart ayında ilk pazar oluşumumuzu başlattık. Kışın o soğuğunda bile titreyerek, montlarla, sıcak çaylarla devam ettik. İnşallah devam edeceğiz."
"Psikolojik tedavi oldu"
İğne oyasıyla takı tasarlayan Dilara Kırbaş da inşaat mühendisi olduğunu, hobi olarak tasarıma başladığını söyledi.
"Ürünlerimi pazarlamak için bir arayışa girdim. Sonra sayfamızdan bir arkadaş bana yazdı. Böylece başlamış olduk. Her hafta cumartesi buradayız. İnsanlar el emeğine henüz gereken değeri vermiyor. Dudak büken de var, takdir eden de var. Biz o takdirlerle yolumuza devam ediyoruz.
Ben 2009 yılında başladım. Kursa giderek sertifika aldım. Evin dışında bir şeyler yapmak çok güzel. Okuyup da çalışamamak beni üzüyordu. Buraya gelmek biraz da psikolojik tedavi oldu bana."
Kaynak: AA