Deniz altının renkli ve egzotik yaşamı herkeste merak uyandırıyor. Aslı kadar büyük olmasa da evde yahut işyerinde su altının eşsiz manzarasını yaratmak mümkün. Nasıl mı? Su altı peyzaj tasarımı, yani “aquascaping” sayesinde…
Su altı peyzaj tasarımıyla doğa sadece bir akvaryuma sığdırılıyor. Bitkiler, kökler ve kaya parçaları gibi su altına uygun türlü materyallerle bir dünya yaratılıyor. Ortaya çıkan manzara, su altının gizemli dünyasını evlere taşıyor. Su Altı Manzara Sanatçısı ve Kreatör Mert Yılmaz, bu işe gönül verenlerden biri…
Mert Yılmaz su altı peyzajına üç yıl önce başlamış. O günden bu yana hayli yol kat etmiş. Öyle ki çalışmaları Türkiye’nin 35 iline yayılmış. Yaptığı işi “Kaya, kütük, odun ve aquatik (suda yaşayan) bitkilerin bir arada ahenk içinde sanatsal düzenlemelerle yapılan tasarımı” olarak ifade ediyor.
Ebatları isteğe göre değişiyor
Akvaryum boyutları isteğe ve elbette tasarıma göre değişiyor. “Ebat noktasında aslında küçük olması daha uygun olduğu anlamına gelmiyor ya da büyük olması çok pahalı olduğu anlamına gelmiyor” diyen Yılmaz, şöyle konuşuyor:
“Kullandığımız materyallerin bolluğuyla ve yapılan tasarımın zorluğuyla alakalı bir şey. Genelde, ortalama yaptığımız akvaryumlar 1-2 metre. 5 metrelik akvaryumlar da yaptım. Ama benim tasarlamaktan çok keyif aldığım akvaryumlar, daha ufak 30’a 30 küp şeklinde.”
Bir su altı peyzaj tasarımına başlarken pek çok detaya dikkat ediliyor. İlk önce müşterinin beklentileri doğrultusunda bir planlama yapılıyor. Bir diğer ayrıntı da proje için ayrılan bütçeye göre bir tasarım yapmak. Planlamanın diğer detaylarını yine Yılmaz’dan öğreniyoruz:
“Bütçe bize izin verdiği müddetçe ve Türkiye’de bulabileceğimiz materyallere göre pozisyonun, yani konumlandırılmak istenen alanın ambiansına göre ve en sonda içerisinde bırakacağımız balıkların yaşayacağı ortamı dizayn etmeye çalışıyoruz. Tabii bunlardan önce estetik kaygılarımız var. Bu diaroma da olabilir jungle sytle orman tasarımı modeli de… Bu tasarım modellerinde sürdürülebilirlik çok önemli. Onun için profesyonel destek almak gerekiyor. Bu kıstasların hepsini değerlendirip ortaya benim de müşterinin de bakarken keyif alacağı bir tasarım modeli yapabiliyoruz.”
Hangi materyaller kullanılıyor?
Akvaryumda oluşturacağı su altı peyzajını genellikle kafasında tasarlıyor Yılmaz. Tabii müşterinin özel bir talebi olursa öncesinde duruma uygun eskiz de çalışıyor.
Peki bir tasarım yaparken akvaryumun içinde hangi malzemeler kullanılıyor? Öncelikle kullanılan materyal sayısı tasarıma göre değişiyor. Genellikle kaya, kütük, sucul bitkiler, kozmetik kum ve aktif kum kullanılıyor. Ancak “dark style” denilen akvaryum modellerinde 8-9 çeşit bitki kullanılıyor. Yoğun bir akvaryumda canlılarla birlikte toplam 20 çeşit malzeme bulunuyor. Kullanılan materyallerin ortak özelliği ise doğal ürünler olması.
Her modelin bir düzenlenme matematiği var
Tüm bu materyalleri bir araya getirmenin incelikleri de var. Yılmaz bu detayları şöyle anlatıyor:
“Biyoloji bilmek zorundasınız. Tasarım modelinin kendine ait bir sanatsal düzenleme matematiği var, onu da bilmek gerekiyor. Kreatörlük süreci olmak zorunda. Birçok nokta komplike bir şekilde kompakt bir alanda ahenk içerisinde tasarlandığında aquascaping ortaya çıkıyor.”
Akvaryumda kullanılan balıklar da yine tasarıma uygun olarak tercih ediliyor. Müşterinin özel bir tercihi yoksa genelde ufak balıkları kullandıklarını ifade eden Yılmaz, sebebini ise şöyle açıklıyor:
“Aquascaping bir manzara yaratım süreci oluyor. O manzarayı ne kadar büyük gösterirsek -perspektifle küçük balıklarla manzara büyüyeceği için- perspektifle birlikte sizi içine alacak o görseli kuvvetlendirmiş oluyoruz. Dolayısıyla ufak balıklar tercih ediliyor. Daha nokta atışı yapmak gerekirse tetra, melek ve diskus balıkları gibi türleri kullanıyoruz.”
Su altı peyzaj tasarımı, bakımı doğru yapıldığı takdirde uzun ömürlü oluyor. Yapılan tasarımlar uzun yıllar boyunca evleri süslemeye devam ediyor.
Kurgu: Cihan Karaahmetoğlu