Ülkelerindeki iç savaştan kaçarak Türkiye'ye sığınan ve İzmir'de hayata sarılan Suriyeli yetim çocuklar, bir Babalar Günü'ne daha buruk giriyor. Türkiye'nin kapılarını açtığı yetim çocuklar, en çok babalarına sarılıp uyumayı özlüyor.
Halepli yetim kardeşler Kasım Musa (9) ve Ali Musa (7), babaları Hüseyin Musa'yı 2015 yılında kanserden kaybetti. İzmir'deki hayırseverlerin yardımlarıyla ayakta duran yetim kardeşler, babalarının hasretiyle yeni bir hayata hazırlanıyor.
Halep'te 10 yıl önce trafik kazasında hayatını kaybeden Hamam Abbuş ise geride 4 çocuk ve bir eş bıraktı. Suriye'de iç savaşın ardından Abbuş'un eşi Samira Mansur ve çocukları Cuma, Esma, Ahmet ve Mahmut Türkiye'ye sığındı.
“O hayatta olsaydı çocuklarımı okula gönderirdim”
Eşi öldüğünde çocuklarının çok küçük olduğunu anlatan anne Mansur,
"Çocuklarım babasızlığın ne demek olduğunu bilmiyor çünkü baba figürünü çok küçük yaştan itibaren yanlarında hissetmiyorlar. Bu yüzden hem anneleri hem de babaları oldum. Aslında babasızlık çok kötü bunu en iyi ben biliyorum. O hayatta olsaydı çocuklarımı okula gönderirdim" diye konuştu.
Halep'te şoförlük yapan Samir Shekshok, 5 yıl önce rejimin saldırısında hayatını kaybetti. Shekshok'un eşi Line Makraş, annesi Bushra Toutanji ve çocukları Sidra, Mustafa ve Muhammed ile İzmir'e geldi.
“Baba evin direğiymiş”
Savaştan önce mutlu bir yaşam sürdüklerini belirten Mustafa Makraş, "Savaştan önce Suriye'de güzel bir hayatımız vardı. Savaş her şeyi yok etti. Beni ve kardeşlerimi yetim bıraktı. Babam şehit oldu. Türkiye'ye babasız sığındık. Baba, evin direğiymiş. O olmayınca evimizin de düzeni yok" ifadelerini kullandı.
"Sanki kapı açılıp gelecek"
Suriyeli Hadil (13) ve kardeşi Hala Cundi (12), babalarının kalp rahatsızlığı nedeniyle ölmesinin ardından anneleri Fatma Cundi ile 4 yıl önce Türkiye'ye geldi. Bir süre Kilis'te kalan aile, daha sonra İzmir'e yerleşti.
Burada kendilerine yeni bir yaşam kuran çocuklar, babalarının yokluğunu derinden hissediyor. Her şeyden habersiz kendi dünyasında yaşayan Hadil Cundi, babasını hatırlamıyor.
Babasını çok özlediğini dile getiren Hala Cundi, "Bazen televizyon izlerken çocukları babalarıyla birlikte görüyorum. Babamı çok özlüyorum. En çok babama sarılıp uyumayı özlüyorum. Televizyon izlerken sanki kapı açılıp gelecekmiş gibi hissediyorum" dedi.
Suriyeli Malak Hamied de iç savaşın etkisini yaşayan Suriyeli kadınlardan sadece biri. Hamied, 3 yıl önce eşi Ahmed Hasan'ın roket saldırısında yaşamını yitirmesinin ardından 7 çocuğu ile Türkiye'ye sığındı.
Savaştan önce de yoksul bir hayat yaşadıklarını ifade eden Hamied, 7 çocukla eşi olmadan yaşamlarını sürdürmeye çalıştıklarını söyledi.
Annesi Fatin Seyyidderviş ile İkiçeşmelik Mahallesi'nde yaşayan 4. sınıf öğrencisi Joudi Amari (10) de öğrendiği akıcı Türkçe ile babasını anlattı.
Babasının 3 yıl önce kaybolduğunu, ardından Türkiye'ye geldiklerini aktaran Amari, "Babam yanımda olsaydı beraber çarşıya giderdik. Elinden tutup gezmeyi özledim. Ondan bayramlık isterdim" diye konuştu.
"Babam olmayınca evimizde her şey eksik"
Eşini 2 yıl önce Rakka'da roket saldırısında kaybeden Fatma el-Musa ise 6 çocuğuyla Türkiye'ye sığındı. İzmir'de yaşamını sürdüren Musa, "Kocam yaşıyor olsaydı Rakka'daki hayatımıza devam edecektik. Çocuklarımın başında babaları olurdu. Eskiden fakir bir hayatımız vardı ama bizi koruyan kollayan çocuklarımın babası hayattaydı" dedi.
Basmane semtinin arka sokaklarında annesi ve kardeşleriyle yaşayan 4. sınıf öğrencisi Gazel el-Alluş (9) de babası Davud el-Alluş'un kalp krizi nedeniyle 5 yıl önce öldüğünü anlattı.
Babasının Deyrizor'da kasaplık yaptığını aktaran el-Alluş, "Babama bir kez daha onu ne kadar çok sevdiğimi söylemek isterdim. Onu çok özledim. Hayatta olsaydı beni parka götürürdü. Babam olmayınca evimizde her şey eksik. O olsaydı her şeyimiz tamam olurdu" şeklinde konuştu.
Kaynak: AA