Biraz boya, bir fırça, tebeşir ve şerit metre… Eski bir eğitimci olan Kenan Taşdelen’in, çocukların kişisel gelişimi ve teknoloji bağımlılığından uzaklaşmaları için bulduğu yöntemin malzemeleri bunlarla sınırlı ancak aldığı sonuç inanılmaz.
Özel bir firmada satış uzmanı olarak çalışan Taşdelen, 3 çocuk babası. Tüm dünyada etkili olan koronavirüs salgını nedeniyle ailesiyle evde uzun zaman geçirince çocuklarının alışkanlıklarının değişmeye başladığını fark etmiş.
"Koronavirüs nedeniyle bir süre sokağa çıkma kısıtlamaları uygulandı. Kısıtlamalar kaldırıldıktan sonra da biz zorunluluklar dışında çıkmamayı tercih ettik. Ben sosyal izolasyon, mesafe, maske ve temizlik konularına çok inanıyorum ve kurallara riayet ediyorum. Tüm bunlar evimizde daha çok zaman geçirmemize yol açtı. Çocuklarla ilgi alanlarına göre etkinlikler yaptık, oyunlar oynadık ancak tıkandığınız bir nokta oluyor ve televizyon, tablet, telefon kurtarıcı gibi geliyor ki aslında çok yanlış. Mahallemizde salgının etkileri ortadan kalkınca çocuklar için yapabileceklerimi düşünmeye başladım. Aklıma onların sosyalleşmesi, kişisel gelişimleri ve enerjilerini atmaları için bu yol geldi."
Boya ve fırça
Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesinde yaşayan Kenan Taşdelen, hafta sonları evinin altında bulunan deposuna iniyor. Malzemelerini hazırlayıp sokağa çıkıyor. Trafiğin yoğun akmadığı cadde kenarlarında çocuklara oynayabilmeleri için alan açıyor. Şerit metresiyle ölçüp tebeşirle işaretliyor. Ardından boyamaya başlıyor.
"Seksek, köşe kapmaca, mendil kapmaca, yılanlı seksek gibi pek çoğumuzun çocukluğunda iz bırakmış oyunları çiziyorum. Başlangıçta tek başıma çalışıyordum ama sonrasında komşularımız da dahil oldu ve kısa sürede ekip çalışmasıyla tamamlıyoruz."
Çalışmalar kısa sürede sokakta bile ellerinden telefonları düşürmeyen çocukların ilgisini çekiyor. Kimi ilgiyle izlerken kimi çocuklar da çalışmaya katılmak istiyor. Asfaltın üzerine çizilen oyun parkurlarının daha boyası kurumadan çocuklar oynamaya başlıyor. Telefonlar unutuluyor, çocuklar sokak oyunlarının büyüsüne kaptırıyorlar kendilerini.
"Biz de istiyoruz"
Taşdelen ve komşularının çizdikleri sokak oyunları başka mahallelerden gelen çocukların da ilgisini çekiyor. Ebeveynlerini zorlayarak oyun oynamaya geliyorlar. Begüm Arslan, bir arkadaşını ziyarete geldiği mahallede oğlunun çok eğlendiği sokak oyunlarını kendi mahallelerine de istiyor.
"Bir dostumuzu ziyarete gelmiştik. Dostumuzun çocuklarıyla benim çocuğum mahalledeki sokak oyunlarıyla çok güzel vakit geçirdiler. Birbirleriyle olan sosyal ilişkilerinin geliştiğini gördük. Artık her hafta sonu buradayız ve çocukların sokak oyunları oynamalarını izliyoruz. Telefondan, tabletten uzak bir çocukluk geçirmelerini istiyorum. Bu tarz sokak oyunlarının bizim mahallemize de yapılmasını istiyoruz."
"Her şey çocuklar için"
Kenan Taşdelen ve komşuları, gelen yoğun talep üzerine hafta sonları artık başka mahalleleri de ziyaret edip caddeleri boyuyor. Artık bir proje haline gelen sokak oyunlarını tüm kente yaymak istiyorlar.
"Çocuklardaki olumlu gelişmeleri gördükçe çok mutlu oluyoruz. İnanılmaz bir reaksiyon ve ilgi gösteriyorlar. Artık aşağı inip oyunlar oynamak için çocuklar bizi zorlamaya başladılar. Salt kendi çocuklarımız değil tüm çocukların bu oyunlardan istifade etmelerini istiyoruz. Bunun için de ekibimize yeni üyeler katıp daha geniş alanlarda çocuklarımıza ulaşacağız. Çünkü çocuklar bizim geleceğimiz ve her şeyimiz."
Kurgu: Resul Daban