Şahin, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından, insan sağlığı açısından riskli, çevre ve havyan sağlığını da tehdit eden 6 aktif maddenin kullanımının yasaklandığını söyledi.
Özellikle bu aktif maddelerden "Imidacloprid" ve "Thiamethoxam"ın "Neonicotinoid" grubunda yer aldığına dikkati çeken Şahin, söz konusu maddelerin arılar için çok zararlı olduğunu ifade etti.
Şahin, söz konusu ilaçların Avrupa'da da kullanımının yasak olduğunu ifade ederek, ilaçların Türkiye'de 2017'de kullanılmaya başladığını ve olumsuz etkilerinin hemen görüldüğünü dile getirdi. Bu ilaçların kullanılmaması için o yıl çalışmalara başladıklarını vurgulayan Şahin, zararlı etken madde içeren ve yasaklanan ilaçların her canlıya zararının dokunduğunu anlattı.
Şahin, "Kullanımı yasaklanan bitki koruma ürünleri yani ilaçların arılar üzerinde olumsuz etkisi çok fazlaydı. İlaçların etkisi tohumdan çiçeğe kadar sirayet ediyor. Tarlacı bir arı bu ilaçların kalıntılarını kovana taşıyabiliyor. O arıların ürettiği petekte de bu kalıntılar olabiliyor. İlaçların yasaklanmış olması camiamızda olumlu karşılandı. Yetkililere teşekkür ederiz" diye konuştu.
"Balda da doğallaşmaya doğru gideceğiz"
Şahin, Türkiye'de 9 milyon civarında arı kovanı olduğu bilgisini vererek, şu değerlendirmede bulundu:
"Arıların her yıl yaklaşık yüzde 4'ü bu ilaçlardan etkileniyordu. Her yıl yüz binlerce arı kovanını bu ilaçlar yüzünden doğada bıraktık. Arıcılarımız rahat bir nefes alacak, yasaklanan ilaçlardan dolayı meydana gelen arı ölümleri bitecek. Bu ilaçlardan dolayı meydana gelen arı ölümlerinin sona ermesinin yanı sıra bir de balda doğallaşmaya doğru gideceğiz. Bizim de arzu ettiğimiz şey bu."
Yasaklanan ilaçların arı popülasyonunda etkisini 2024'te göstereceğini vurgulayan Şahin, gelecek yıl bu ilaçlardan dolayı meydana gelen arı ölümlerinin düşeceğini dile getirdi.
"Sahte ballara yönelik denetimler artırılmalı"
Şahin, sektöre ilişkin de değerlendirmede bulundu.
Gençlerin arıcılık yapmadığını ve sektörün yaş ortalamasının giderek yükseldiğini belirten Şahin, arıcılık faaliyetlerine yönelimin artması için sektörün daha çok desteklenmesi ve "bal" niteliği taşımayan sahte ballara karşı denetimlerin artırılması gerektiğini kaydetti.