GAP sayesinde sulu tarımın yaygınlaştığı Şanlıurfa'da ilkbahar mevsiminde ekilen, bakım ve sulamanın ardından temmuz ayının sonlarına doğru hasat edilmeye başlanan biberler, kamyonlarla pazarlarla getiriliyor.
Geçimlerini isot satarak sağlayan ailelerin pazardan satın aldığı biberler, Sırrın bölgesinde daha çok kadın ve çocuklar tarafından ev veya bahçelerde yıkandıktan sonra sap ve çöplerinden arındırılıyor.
Kavurucu sıcağa biberlerin acılığı da eklenince çalışanları bir hayli yoran işlemde, biberler elle parçalandıktan sonra makineden geçirilip naylonların üzerinde bir süre bekletiliyor. Gün içinde yönü değiştirilerek güneşte tamamen kuruması sağlanan biberler, rengi koyulaştıktan sonra makinelerde çekiliyor.
Zeytinyağıyla harmanlanarak eşsiz tat ve parlaklığını kazanan biberler, bu zahmetli ve "acı dolu" yolculuğun ardından isota dönüşüyor.
Şanlıurfa'nın simgelerinden tescilli ürünü isot, yıl boyunca küçük ev işletmeleri ya da baharatçıların tezgahlarında, kalitesine göre kilogramı 20-40 liraya alıcı buluyor.
Kentte isot sezonunun başlamasıyla kırmızıya bürünen merkez Haliliye ilçesine bağlı Sırrın bölgesinde, bu sayede güzel görüntüler oluşuyor.
Kentte ailesiyle uzun yıllardır isot üreticiliği yapan Mustafa Işıkay, her yıl olduğu gibi temmuz ayında işe koyulduklarını ve işlerinin aralık ayına kadar süreceğini ifade etti.
Sabah ezanıyla işe koyuluyorlar
Lezzetli ürün elde etmek için yoğun çaba sarf ettiklerini dile getiren Işıkay, sıcak havaya rağmen işlerine devam ettiklerini anlattı.
Mustafa Işıkay, isotun yanı sıra biber reçeli de yaptıklarını, bölge halkının geçmişten günümüze kadar bu işten para kazandığını dile getirerek, son yıllarda biberi işlemek için yer bulamamaları nedeniyle sıkıntı yaşamaya başladıklarını söyledi.
Sıcak havanın ürüne lezzet kattığını belirten Işıkay, şunları kaydetti:
"Kadınlar sabah namazından önce alana gelir. Sonrasında araçlarla getirilen biberlerin temizliğini yaparlar. Ardından temizlenen biberler makinelerde çekilip, çadırlarda kurumaya bırakılıyor. Gün içinde güneşte tamamen kuruması için biberler sürekli ters düz yapılıyor. Birkaç gün içerisinde rengi koyulaşan biberler, daha sonra makinelerde çekilerek pul biber haline getiriliyor. Zeytinyağıyla harmanlanan pul biber, tat ve parlaklığını kazanarak isot haline dönüşüyor. Bu sene biber fiyatları biraz yüksek, isot fiyatları ise ürünün fazlalığına göre netleşecek. Burada ürettiğimiz isotlar genelde kentteki esnafa satılır. Ayrıca il dışından talep eden vatandaşlarımıza da ürün gönderiyoruz."
Sıcak hava zorluyor
İsot üretiminde çalışan Zeynep Polat ise, sıcak havaya rağmen işlerini en güzel şekilde yapmaya çalıştıklarını ve bu sayede aile ekonomisine katkı sunduklarını ifade etti.
Şanlıurfa biberiyle yapılan isotun lezzetli olduğunu vurgulayan Polat, şunları anlattı:
"Hava son günlerde çok sıcak, buna bir de biberin acılığı eklenince işimiz daha da zorlaşıyor. Bazen işten sonra hastaneye gidenler oluyor. Sabah namazıyla birlikte başlıyoruz, akşam ezanına kadar devam ediyoruz. Ürünün çöpünü temizliyoruz, bozuk olanları çıkarıyoruz. Şanlıurfa biberiyle yapılan isot çok daha lezzetli oluyor. Bursa biberini genelde salçada kullanıyoruz. Urfa biberini ise hem salçada hem de isot yapımında kullanıyoruz."
Alanda annesiyle çalışan 12 yaşındaki Funda Çelik de, zor olmasına rağmen yaptıkları işi sevdiğini dile getirerek, bu sayede harçlığını kazandığını aktardı.
Şanlıurfa İsot Üreticileri Kooperatifi (ŞİKOP) Başkanı Bekir Polat da isotun, Şanlıurfa için önemli bir marka değeri olduğunu ifade ederek, zahmetli sürecin ardından her yıl tonlarca ürün elde ettiklerini söyledi.
Kaynak: AA