Türk halı sanatının zengin örneklerinden "tülü" halılar...
Uzun tüylü ve iri düğümler ile dokunmasıyla diğerlerinden farklı.
Anadolu'da el tezgahlarında, yün ve tiftiğin doğal renkleri ya da kök boya ile renklendirilerek dokunan tülü halılar, çoğu zaman "yaygı" olarak kullanılıyor.
Göçebe hayatın vazgeçilmezlerinden olan bu halıların, yatak, yorgan, seccade veya minder olarak kullanıldığı biliniyor.
Geçmişte Aksaray, Konya, Nevşehir ve çevresinde yoğun olarak dokunan tülü halılar, bugün unutulmaya yüz tutmuş kültürel değerler arasında.
Evlerde aksesuar olarak kullanılıyor
Aksaray'da 35 yıldır halı tamiri ile uğraşan Bayram Aytaç, Türk kültüründe önemli bir yere sahip "tülü" halıların yeniden hayat bulması için çalıştığını söyledi.
Geçmişte hafif olması, kış aylarında soğuktan, yazın sıcaktan koruma özelliği nedeniyle günlük kullanımı yaygın olan tülünün, artık aksesuar olarak değerlendirildiğini belirten Aytaç, bunların bazı bölgelerde ise seccade olarak kullanılmaya devam ettiğini anlattı.
Eskiden bu tür halıların Aksaray, Karapınar, Konya ve Nevşehir civarında dokunduğunu vurgulayan Aytaç, şöyle konuştu:
"Günümüzde artık tülü halı dokunmuyor. Günlük kullanımda da eskisi kadar tercih edilmiyor. Aksaray’dan ve çevre illerden topladığımız tülü halıların bakım ve tamirini yaparak, aksesuar amaçlı kullanılmasını sağlıyoruz. Evlerde koltuğun, halının üzerine aksesuar olarak atıyorlar."
Birçok ülkeye halı gönderiyor
Aytaç, bakımını yaptıkları halıların, genellikle İstanbul'da, antika halı meraklılarından ilgi gördüğünü belirterek, şunları anlattı:
"Tülü halıların satışını İstanbul’da kurduğumuz tezgahlarda yapıyoruz. Tamir edip bakımını yaptığımız halıları yılın belli dönemlerinde İstanbul’a götürüyoruz. Orada perakende veya toptan olarak satıyoruz. Yabancılarla bağlantımızı kuran esnaf arkadaşlarımız var. Onların vasıtasıyla da İtalya, Almanya, Fransa ve ABD başta olmak üzere birçok ülkeye halı gönderiyoruz."
Filik, Çekçek, Çoban ve Bulgar tülüsü
Aytaç, bazı yönleriyle diğer halı türlerinden ayrılan tülünün, en çok dikkat çeken özelliğinin sadeliği olduğunu söyledi.
"Tülü, cicili bicili bir halı değil. Fazla renkli ve desenli olmadığı için gözü yormuyor. Saf veya üç dört renkten oluşuyor. Genel olarak sade, tek renklileri tercih ediliyor. Parlak, temiz, sağlıklı. Yatak veya döşek olarak da kullanılıyor. Ne terletiyor ne üşütüyor. Tarihimizde de bu halıların ayrı bir yeri var. Filik, Çekçek, Çoban ve Bulgar tülüsü olmak üzere 4 farklı çeşidi var. Dokunduğu malzemeden dolayı süpürüldükçe yıkandıkça eskidikçe rengi daha çok parlıyor. Ne kadar eski olursa o kadar parlak oluyor. Tülünün ana maddesi 'filik' dediğimiz keçi yünü. Keçi yünü tıraş ediliyor, hangi renk isteniyorsa o renge boyanıyor ve dokunuyor."
Kaynak: AA