Ahıska Aspindza Toloş Köyü'nde doğan Dursunova, gelin olarak geldiği Kırgızistan'da yaşadığı bölgede fedakar, çalışkan ve yetim çocuklara anne şefkati gösteren özgün bir şair olarak biliniyor.
13 yaşında şiir yazmaya başladı
Lise mezunu Dursunova, şiir yazmaya 13 yaşındayken, annesinin ölümünden sonra başladığını ve yazdığı ilk Türkçe şiirinde doğduğu köyünün güzelliğini ve mutluluğunu anlattığını söyledi.
Kırgızistan'da Ahıska Türkleri içinde kitabı çıkan ilk Türk kadını olarak dikkat çeken Dursaf Dursunova, yerel yönetimlerin desteği ile çıkarılan kitaba, Kırgızca kaleme aldığı "Kırgız Kızı-Kızıl Gül" adlı ilk şiirinin isminin verildiğini belirtti.
"Kırgız dilinin Türk diline yakınlığını yaşayarak öğrendim"
Toplam 400 mısradan oluşan Kırgızca şiirin sahibi Dursunova, yaşadığı topraklarda gördüğü her şeye sevgiyle yanıp tutuştuğunu anlattı.
"18 yaşında gelin geldiğim köyde Kırgız komşularıyla dostluklar kurdum. Gelin olduğum evde Kırgız komşulardan çok destek ve yardım gördüm. Kırgız dilinin Türk diline yakınlığını yaşayarak öğrendim. Zamanla Kırgızcayı konuşarak öğrendim. Dili öğrendiğimde şiir yazmaya başladım. Kırgızcayı güzel konuşmaktan ve özellikle Kırgızca şiir yazmaktan yerel yetkililerden sürekli iltifatlar alıyorum."
Ahıska yöresine ait Türkçe ile Kırgızcayı birbirine karıştırarak konuşan Dursunova, "Kırgızlara ve Kırgız diline saygı duyuyorum" dedi.
"Aytmatov şiirlerimi kitaplaştırmamı istedi"
Dursunova, ünlü Kırgız yazar Cengiz Aytmatov ile bir defa karşılaştığını söyledi.
Issık Göl Bölgesi'nden Bişkek'e dönüşü sırasında evinin önündeki pazarda karpuz satın almak için aracını durduran Aytmatov ile karşılaştığını anlatan Dursunova, "Ben kendisine yaklaştım, tanıştım. Kırgız dilinde şiir okudum. Şiirimi çok beğendi. Aytmatov, mutlaka şiirlerimi kitaplaştırmamı tavsiye etti. Kitap küçük olsa dahi. Şimdi bir kitabım çıktı. Allah'a şükürler olsun" ifadelerini kullandı.
Şiirlerinde Kızgız halkının değerlerini konu edindi
Dursunova, şiirlerinde Kırgız halkının değerleri arasında yer alan Manas Ata, Cengiz Aytmatov, Çuy Vadisi, Tanrı Dağları, sular, yollar, ana, gelin, kaynana, kaynata, komşu gibi konuları işledi.
Dursunova, sürgündeki her insanın ana vatanını sevdiği gibi doğup büyüdüğü toprakları da sevmesi gerektiğini ifade etti.
"Türkler olarak ana vatanımızı sevdiğimiz ve özlediğimiz kadar yaşadığımız toprakları da seviyoruz."
"Ana dilimi her şeyin üstünde tutuyorum"
İlham aldığı konuları şiire Kiril alfabesinde Türkçe yazan Dursunova, ana dili Türkçeyi her şeyin üstünde tuttuğunu, herkesin ana dilini bilmesi gerektiğinin söyledi.
Türkçe bir şiir kitabına sahip olmak istediğini ifade eden Dursunova, ana dilinin önemini vurguladığı şiiri okudu.
Türkçe şiirlerini kitaplaştırmak için destek arıyor
Babasının eğitimli aileden geldiğini ve 6 dilde konuşarak yazılar yazdığını belirten Dursunova, kendisinin de üniversite okumak istediğini ancak annesinin 39 yaşında vefat etmesinden sonra kardeşlerine bakmak zorunda kaldığını anlattı.
Dursunova, gelin geldiği evde de 30 yıl boyunca eşi ile çobanlık yaparak ve pancar tarlasında çalışarak geçimini sağladıklarını belirtti.
Dursaf Dursunova, tüm zorluklara rağmen dört çocuğunu üniversiteye gönderdiğini ve çocuklarının ekonomi, hafif sanayi ve tıp alanında çalıştıklarını söyledi.
Dursunova, yazdığı Türkçe şiirlerini kitaplaştırmak için destek aradığını sözlerine ekledi.
Kaynak: AA