3 yıldır İstanbul'da öğretmenlik yapıyor. Marmara Anadolu İmam Hatip Lisesinde Japonca, İbn Haldun Üniversitesi Medeniyetler Enstitüsünde ise öğrencilere tasavvuf anlatıyor. Üniversitede Hristiyanlık eğitimi alırken, 19 yaşında okuduğu bir kitapla hayatı değişiyor. Yamamato, müslüman olma hikayesini TRT Haber'e anlattı:
"Bir kitap okudum, ismi Tanrı nedir, Tanrı'nın hikayesi gibi.... Bu kitaptan çok etkilendim. Okuduğum zaman hangi din olduğunu hiç bilemedim çünkü, mesela Allah ismi kullanılmıyor, peygamber ismi kullanılmıyor sadece Japonca'daki "Kami-sama" yani Tanrı nedir? kullanılıyordu kitapta. Ama sonunda yazarın ismini gördüm: Habiba Kaori Nakata, bir müslüman kadın Japon alim. İslam kitabı olduğunu fark ettim, öğrendim. Onun eşi Hasan Nakata ise Doshisha Üniversitesinde ders veriyordu. Zaten ben ilahiyat fakültesinde öğrenciydim. Kitabı okuduğumu çok etkilendim tasavvuf öğrenmek istediğimi anlattım. Hasan hoca bana eğitim verdi. "
"Biz çok azınlık bir grubuz"
Japonya'da müslüman nüfus oldukça az... Müslümanlığı seçerek din değiştirenlerin çoğunluğunu genellikle müslüman erkeklerle evlenen kadınlar oluşturuyor. Qayyim Naoki Yamamato, din değiştiren erkeklerin sayısının yok denecek kadar az olduğunu anlatıyor:
"Sanıyorum Japonya'da nüfusun 0,001'i kadarı Japon müslüman. Zaten biz çok azınlık bir grubuz. Benim gibi bir kitap okuyup İslamiyet kabul eden müslüman çok az."
Tasavvuf öğrenmeye Japonya'da başlayan Yamamato'nun İstanbul'a gelme nedeni de tasavvuf öğrenmek.
"Benim için tasavvuf en önemli şey. Kendimi geliştirmek ve tövbe etmek... 10 yıl önce bir Türk hoca Japonya'ya gelerek bir konuşma yaptı. Recep Şentürk hoca, şimdi İbn Haldun Üniversitesinin rektörü... Osmanlı dönemindeki tasavvufu konuştu ve ben çok beğendim. Onunla konuştum 'ben de tasavvuf öğrenmek istiyorum nerede öğrenebilirim' diye. Recep hoca İstanbul'a gelin, İstanbul'da öğrenebilirsiniz dedi. Evet bu yüzden ben İstanbul'a geldim."
"Japon kültürü ile İslamiyet öğretileri benzer"
Yamamato, İstanbul'da Türkçe, Arapça ve İslam İlimler eğitimleri alır. 3 yıl önce de İbn Haldun Üniversitesi Medeniyetler Enstitüsünde ise öğrencilere tasavvuf anlatmaya başlar.
"Klasik dönem ya da Osmanlı dönemindeki Sufiler hakkında dersler çok var. Ama Asya'daki tasavvuf geleneğini anlatan birileri çok olmadığı için öğrenciler çok orijinal gibi düşünüyor. Bu derste en önemli şey sadece bilgi vermek değil, yeniden ihya etmek. Asya'daki islam hakkında çok bilgi yok yani. Asya'daki İslamiyet geleneği biraz unutulmuş şekilde. Türk öğrenciler için orada da bu kadar zengin kültür olduğunu göstermek istiyorum. Benim derslerime misafir öğrenci sık sık geliyor çünkü bir canlı Japon müslüman ders veriyor. Öğrenciler çok heyecanlı."
Yamamato, Japonya'daki gençlere internet sitesinden İslamiyet'i tanıtıyor. Bunun için Japon kültüründe önemli bir yeri olan Manga'yı yani çizgi romanları tercih ediyor.
"Tasavvuf kültürü tam Japon kültürü gibi görüyorum. Genelde İslam'a karşı yanlış imajlar Japonya'da çok yaygın. İnanıyorum ki biz doğru bir şekilde İslamiyet'i götürebilirsek, Japonların en sevdiği din İslam olabilir yani. Shounen Manga gençler için Manga demek. Manga'dan ahlak öğreniyoruz, edep öğreniyoruz ve dünya bakışı da öğreniyoruz. Shounen Manga yoluyla Japonlara İslamiyet tanıtıyorum, tasavvuf kavramlarla Shounen Manga'nın özelliğini Türk öğrencilere tanıtıyorum. Köprü olacağını düşünüyorum."
Yamamato, TRT dizilerinin mangaya dönüştürülerek Türk kültürünün tanıtılabileceği görüşünde.
Kamera: Serhan Sevin