Tarih boyunca doğa olaylarının sonucu olarak ortaya çıkan açlık ve kıtlık nedeniyle yaşanan göç, bugün yerini işgal, savaş ve terör saldırılarına bıraktı.
Türkiye'nin yakın coğrafyasında yer alan Suriye ve Irak'ın yanı sıra Afganistan, Pakistan, Yemen ve Filistin'de benzer sıkıntılardan ve güvensiz ortamdan kaçan binlerce göçmen, daha iyi bir yaşam için vatan topraklarını geride bırakarak "umuda yolculuğa" çıkıyor.
Göçmenlerden bazıları yasa dışı yollarla ölümü göze alarak çıktıkları bu tehlikeli yolculukta kimi zaman karlı dağlarda kimi zaman denizlerde hayatını kaybediyor.
Yarım kalan hayallere umut oluyor
Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği raporuna göre, dünyada zorla yerlerinden edilen 70,8 milyon kişiden 20,4 milyonu "mülteci" durumuna düştü.
Son yıllarda hem yakın hem de uzak coğrafyada daha iyi bir yaşam için çıkılan bu tehlikeli yolculukta Türkiye tercih edilen ülke haline geldi.
Topraklarına sığınan 4 milyon kişi ile dünyadaki göçmenlerin yüzde 20'sine ev sahipliği yapan Türkiye, Avrupa'ya kaçmaya çalışırken tehlikeli yolculukta yakınlarını kaybeden ve güvenlik güçlerince kurtarılan kimilerinin yaralarını sararken, kimi gençlerin de yarım kalan eğitim hayallerini gerçekleştiriyor.
Türkiye'de göçmenlerin yeni bir yaşama başladığı iller arasında 33 bin kişiye ev sahipliği yapan Diyarbakır da yer alıyor.
"Kızımın denize batışını gördüm"
Umuda yolculukta eşini, 2 çocuğunu, 2 kardeşini ve 3 yakınını kaybeden ve Diyarbakır'da yaralarını sarmaya çalışan Suriyeli Cahit Şeyho, kaçak yollarla Yunanistan'a geçmeye çalışırken 6 kez Sahil Güvenlik Komutanlığı ekiplerince yakalandığını anlattı.
Şeyho, son kez şanslarını denemek için bindikleri teknenin 23 Mart 2017'de Kuşadası açıklarında batması sonucu eşi, 2 çocuğu, 2 kız kardeşi, eniştesi ve 2 yeğeninin hayatını kaybettiğini, kızının denizde battığı anın gözlerinin önünden gitmediğini belirtti.
Olayda kendisinin ve 9 aylık bebeği Murat'ın kurtulduğunu anlatan Şeyho, "Su seviyesi çok yükseldi, bot su aldı. Kaptan can yeleğini giyip suya atladı. Botla birlikte suya battık. Ben sudan çıkar çıkmaz gördüm ki; kimse kalmamış. Kızımın denize batışını gördüm. 9 aylık oğlum Murat hayatta kaldı. Kaptan onu kurtardı" dedi.
"Türkiye'de güvendeyiz"
Afganistan'daki iç karışıklıktan kaçarak İran'a giden daha sonra iyi bir yaşam umuduyla ailesiyle kaçak yollarla Türkiye'ye gelen Seğura Abdullah da Diyarbakır'ın Bismil ilçesinde geçirdikleri trafik kazasında eşini kaybetti.
Kazada yaralanan ve bir ay yoğun bakımda süren tedavisinin ardından taburcu edilen Abdullah, 3 çocuğuyla yaşama tutunmaya çalıştı.
Çocuklarının eğitimi ve iyi bir gelecek için Türkiye'ye geldiklerini anlatan Abdullah, "Türkiye devleti bize çok yardım etti. Burada huzur var. Çocuklarımız burada kendini geliştirsin istiyoruz. Hepimiz Türkiye'yi seviyoruz. Herkes bize çok yardım etti. Türkiye'de güvendeyiz, huzur içerisindeyiz" dedi.
"Türkiye bizi kucakladı"
Suriye'nin Kamışlı kentinden 6 yıl önce gelen Hadi Necmettin de hayatta kalabilmek için Türkiye'ye kaçtıklarını aktardı.
Başkent Şam'da güzel sanatlar bölümününden mezun olduktan sonra televizyonlarda ressam ve animatör olarak çalışmaya başladığını belirten Necmettin, şöyle konuştu:
"2011'de savaş başladı ve yaşam tehlikeli oldu. O yüzden ailemle Kamışlı'ya döndüm. 1,5 yıl orada kaldık. Artık Kamışlı'da yaşam biraz daha zorlaşmıştı. Savaş, patlama; artık güvenlik yoktu. Huzur kalmamıştı, Türkiye'ye sığındık."
Necmettin, "Mazlumduk. Türkiye bizi kucakladı. Bize güven ve huzur verdi. 'Türkiye' denilince aklıma huzur, emniyet, insan hakları, medeniyet, güç geliyor. Türkiye bize kucak açtı. Teşekkürler Türkiye" dedi.
Kaynak: AA