Yaşadığınız çevre, eviniz, odanız, size ait ve yaşam standardınızın simgesi olan bazı enstrümanlar; diğer bir anlatımla kendi krallığınız… Oluşturmak için büyük çaba, zaman ve para harcadığınız bu yere gelişmek, bir şeyleri yeniden oturtabilmek, kendinize ait kaliteli zaman geçirmek için ihtiyacınız var. Risksiz ve dingin alanınızda tüm bunlara karşın tanımlayamadığınız, eksikliğini hissettiğiniz bir duyguya kapılıyorsanız çalan çanlar sizin için demektir…
Konfor alanı son zamanlarda sıklıkla duyduğumuz bir terim. Bu alana dair sorun, gereğinden fazla kalıp, beklemediğimiz gelişmeler karşısında aşırı kaygı, tedirginlik veya korku yaşıyorsak başlıyor. Zira artık çaba gerektirmeyen bir yerde olduğumuz için, hayallerimiz ve uğruna çabalayacağımız bir şey kalmadığı ve onlar çalışmaya gerek görmediğimiz için, ruhsal olarak daha çok yoruluyoruz. Özcesi, işlemeyen demir pas tutuyor. Özenerek yarattığımız alan esaretimizin mekanına dönüşüyor. Oysaki hayatın tüm o inişleri ve çıkışlarıyla dinç tutabilme potansiyeli var.
Hayat sürprizlerle doludur
Hayat sürprizlerle dolu bir yer. siz ise bunlardan uzak kendi alanınızdasınız. Güvenli saydığınız bu alandan çıkışınız mecburiyete dayanıyorsa dünyanızın başınıza yıkıldığını hissedebilirsiniz. Sonuçta yıllarını verdiği, alışkanlıkları kaybetmek kolay değil. Ama tercih size aitse sonuç farklı oluyor.
Tam da bu durumlara hazırlık tadında bir girişimde bulunup arada risk almak gerek diyor psikiyatr Doç. Dr. Dalkıran Durmuş. Bunun, dayanıklılığı arttırmak ve beklenmedik durumlar karşısında sağlam kalabilmek için gerekli olduğunu anlatıyor.
Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde psikiyatr olan Doç. Dr. Mihriban Dalkıran Durmuş'un sorusu şu; ya ihtiyaç duymayacağınız bir yerdeyseniz?
“Konfor alanı her zaman kötü bir şey değildir. Bir şey üretmek, geliştirmek, yapmak için güvenli bir alanda da olmalıyız. Çok riskli stresli hissettiğimiz bir alanda çok üretken de olamayız. Fakat üretkenlik, başarı için bir miktar kaygı gerekir, bir miktar performans kaygısı gerekir. Ama bu konfor alanında bahsettiğim performans kaygısının hiç gerekmediği bir alana dönüşmüşse burası; hiçbir ekstra performans göstermenizi gerektirmeyen, kendinizi geliştirmenize ihtiyaç duyulmayan bir yerdeyseniz o zaman bir sormak lazım.”
“İşlerin yolunda gitmeme riski olabilir, ama…”
Sahip olduğunuz koşullarda mutlu ve huzurlu hissediyorsanız, karşınıza çıkabilecek herhangi bir engel kalmadıysa kendinizi şanslı hissedebilirsiniz. Burada sorgulanması gereken bir şey de yok. Ancak psikiyatrlara göre, buna rağmen içinizde sürekli bir şeylerin eksik olduğu, bazı şeylerin mevcut durumdan daha iyi olabileceğine dair bir his doğuyorsa bu sese kulak vermek gerekiyor. Yani bazı değişiklikler için risk alma zamanı gelmiş olabilir.
Hem bu alan yalnızca iş hayatına dair değil. İlişkiler içerisinde de oluşan bu durumu örneklendiriyor Dalkıran Durmuş;
“Yalnızsınız ve bir ilişkiniz yok. Bu güvenli, rahat bir alan. Yeni biriyle tanışma gerginliği yok, onu tanımak bir emek ister bir çaba ister… O uğraş yok. Sonrasında terk edilme riski olabilir, işlerin yolunda gitmeme riski olabilir, bunların hiçbiri yalnızken yok. Birine göre şekil alacaksınız planlarınızı iki kişilik ayarlayacaksınız gibi… Yalnızken rahatsınız, kendi kafanıza göre hayatınızı istediğiniz gibi kurabilirsiniz. Ama bu sefer de biriyle hayatı paylaşmanın mutluluğu, belki hayat arkadaşı olacak birisini kaçırmış olursunuz.”
Antik Yunan filozofu Platon’un bu konuya yaklaşımı net; “Risk güzeldir.” Çünkü risk almak yeniye fırsat vermektir, olur mu olmaz mı diye zihinde dönüp duran sorulardan kurtulmaktır. İyi ya da kötü sonucu görüp belirsizlikten kurtulmaktır; ki belirsizliğe tahammül göstermek daha zor.
“Kontrollü ve planlı bir şekilde o alandan çıkın”
Doç. Dr. Dalkıran Durmuş, “kendinizi ve sınırlarınızı bilin” diyor ve ekliyor; “Eğer içinizdeki huzursuz sesi susturmak istiyorsanız da adım atmaktan kaçınmayın. Konfor alanından çıkmak demek şu demek değil, tası tarağı toplayayım gideyim başka bir yere bütün o var olan şeyi yıkıp başka duruma geçeyim demek değil. Kontrollü ve planlı bir şekilde o alandan çıkmak. Olanakları değerlendirip mevcut durumunuzu değerlendirip bundan sonra ilerlemek.”
Elbette risk almak kolay değil, kimileri için anlamsız. Ancak avantajları var. İşi şansa bırakmıyorsunuz, kontrolü elinizde tutuyorsunuz. Sonucu olumsuz olsa bile tecrübe kazanıyor, yaşamınızı tekdüze olmaktan çıkarıyorsunuz.
“Kader çabaya aşıktır”
Kader diyerek ipleri elimizden bırakabiliriz bu bir seçenek ancak Yunus Emre’nin “Kader çabaya aşıktır” sözünü de hatırdan çıkarmamak gerek. Seçenek sizin, alanınızı terk etmemekle dışarıda akan hayatı kaçırabilirsiniz…