Van'da yaşayan 49 yaşındaki Erdal Binici, Urartulardan günümüze kadar ulaşan en önemli el sanatlarından savatlı gümüş işlemeciliğini atölyesinde yaşatıyor.
1915 öncesine kadar 120 atölyenin bulunduğu Van'da sanayileşmeyle eski önemini yitiren savatlı gümüş işlemeciliğini yaşatan Binici, iyi bir antikacı ve bakır ustası olan babasından öğrendiklerini çocuklarına da öğretiyor.
Sabah erken saatlerinde atölyesine gelen Binici, personeliyle satış bölümündeki gümüşlerin sergilendiği vitrini düzenleyerek güne başlıyor.
Daha sonra üretim bölümüne geçen Binici, çelik kalemiyle gümüş bilezik, kolye, vazo gibi ürünlerin üzerine kanallar açarak Van'ın geleneksel ürünleri ile Urartu figürlerini işliyor.
Binici, bakır, kurşun, kükürt ve gümüşün karıştırılmasıyla elde edilen çubuk halindeki savatı yüksek ısıda eriterek gümüş üzerine işlediği motif oymaların üzerini kaplıyor.
Bu aşamadan sonra soğuması için beklettiği gümüşü zımparalayarak işlediği figürleri ortaya çıkaran Binici, cilalama işleminin ardından satışa hazır hale getiriyor.
Yaptığı her işlemi atölyede yetiştirdiği ustalara ve çocuklarına anlatan Binici, böylece yol olmaya yüz tutan sanatın gelecek nesillere aktarılmasına katkı sunuyor.
Her aşaması dikkat ve sabır gerektiren sanatı 35 yıldır atölyesinde yaşatan Binici, teknolojinin hiçbir zaman el işçiliğinin yerini tutamayacağını bildirdi.
3 bin 500 metrekarelik atölye ve satış mağazasında kemer, bilezik, yüzük, küpe, kolye, broş, tabaka, vazo ve baston gibi birçok ürüne savat tekniği uyguladıklarını belirten Binici, Urartulardan günümüze kadar gelen tarihi motiflerin yanı sıra Van kedisi, Van Kalesi, Hüsrevpaşa Camisi, ters lale, Van lalesi, Hoşap Kalesi, Van Gölü ve Akdamar Kilisesi figürlerini işlediklerini anlattı.
Savatı el işi olarak gümüşe işleyen tek atölye olduklarına işaret eden Binici, kendileri dışındaki birkaç atölyede ise kum döküm tekniği kullanıldığını anlattı.
Binici, "Bu, bize babadan kalan bir meslek. Üçüncü kuşak olarak çocuklarımızı yetiştiriyoruz. Nesilden nesile giden bir çalışma. Savat Van'a özgü bir sanat. Eskiden 120 atölyenin olduğu ve her atölyede 12 kişi çalıştığı biliniyor. 1920'lerden sonra yok olmaya başlamış. Aile olarak bunu ayakta tutuyoruz. İnşallah bundan sonra da devamı gelecek" diye konuştu.
Savatın üç metal bir ametalden oluşan, gümüşün üzerindeki siyah süsleme olduğunu vurgulayan Binici, "Savat, gümüşün üzerindeki siyah süslemenin adıdır. Savatı yapacak usta kalmadı ne yazık ki" dedi.
"Biz babadan öğrendik bu mesleği"
Unutulmaya yüz tutan sanatı yaşattıkları, el işçiliğini sürdürdükleri için ziyaretçilerin takdirini kazandıklarını belirten Binici, şunları söyledi:
"Bu sanatı olduğu yerde de bırakmadık ve geliştirdik. Urartu idollerini savatla birleştiren dünyada tek firmayız. Bugüne kadar kimse böyle çalışma yapmadı. Biz bunu yapıyor ve geliştiriyoruz. Biz babadan öğrendik bu mesleği. Yapımızın altında babamın birikimi vardır. Çok iyi bir antikacı ve bakır ustasıydı. Vazo yapıyoruz, üzerine kanatlı sfenks işliyoruz. Bunu yapacak başka bir usta yoktur."
Binici, savat sanatını öğrettiği çocuklarının kendisinden daha güzel eserler ortaya çıkardığına değinerek, atölyede özellikle teknolojiyi kullanmadığını ve geleneksel yöntemleri yaşatmaya özen gösterdiğini söyledi.
Kaynak: AA