Bulut, Çilek, Ketçap, Tintin, Şifa, Mandalin, Pirpir ve Umut…
Geçtiğimiz hafta sonu Beynam Ormanları’nda bir araya gelen vosvosseverlerin arabalarına taktıkları isimlerden bazıları bunlar. Türkiye’nin dört bir yanından yola çıkan ve Beynam’ın yaşlı ağaçlarının altına kurulan istisnasız herkesin elinde sarı toz bezleri var. Silmekten çok okşar gibi, incitmekten korkarak parlak yüzeylerde gezdirdikleri bu tekstil ürünleri, duydukları sevdanın alamet-i farikası. Kaporta için ayrı, döşemesi için ayrı ve motor aksamları için ayrı bezleri ve temizleyicileri var.
Volkswagen veya popüler ismiyle Vosvos, Hitler’in en büyük hayallerinden biri. 1934 yılında halkın kullanabileceği, iki yetişkin üç çocuk taşıyabilecek, 100 KM. hıza ulaşabilecek ekonomik bir araba için seçtiği isim Ferdinant Porsche idi. Aracın ayrıca üç silahlı askeri taşıyabilecek kapasitede olması ve sert hava koşullarında donmaması için hava soğutmalı olması gerekiyordu. Ferdinant Porsche’un üzerinde çalışmaya başladığı prototipin pek çok detayı Hitler’in kendisine aittir. Yaygın bir söylentiye göre aracın yuvarlak hatları için Hitler büyük aşkı Eva Braun’dan esinlenmiş.
7 Haziran 1938’de ilk vosvos banttan indirildi. Hitler dünyanın büyük bir kısmını ele geçirme hedefini gerçekleştiremese de savaştan çıkan ama barışın simgesi kabul edilen Volkswagen Bettle, tüm dünyaya yayılmakla kalmadı tarihteki en çok üretilen otomobil oldu. Peki, ama nasıl?
Vosvos’un tüm dünyada tanınmasının en önemli nedenlerinden biri Rock and Roll’ün efsanevi ismi Elvis Presley. Otomobil tutkunu olan Presley askerlik görevi için Almanya’ya gittiğinde yanında bir Bettle ile döner. 1969’da vizyone giren Love Bug filmi ise bir otomobilin başrol oynadığı tek yapımdır. Tüm dünyada kapalı gişe oynayan filmin kahramanı Vosvos artık çok ünlüdür. Aynı zamanda yükselişe geçen Hippie akımı Love Bug’ın kahramanı Herby’i içselleştirerek ‘Çiçek Çocuklar’ın ve barışın simgesi haline getirdi.
Son Vosvos 30 Temmuz 2003 yılında, Meksika’da üretildi. Wolfsburg’daki müzeye gönderilen son böcek ile bir dönem sona erse de tüm dünyada araca olan ilgi hiç azalmadı. Tüm dünyada örgütlenen Vosvos sahipleri çeşitli etkinliklerle bir araya geliyorlar. Ülkemize 1951 yılında giriş yapan bu ikonik araç tıpkı diğer dünya ülkelerinde olduğu gibi çok sevildi ve otomobilin çok ötesinde bir muamele gördü.
“Onunla konuşunca beni dinler”
Vosvosçuların araçlarına duydukları bağlılığın temelinde bu otomobillerin ruhunun olduğu inancı yatıyor. Pek çok müdavim araçlarıyla konuşuyor, ona isim veriyor ve bu yolla şahsiyet kazandıklarına inanıyorlar.
Vosvos tutkunlarından Korhan Danışkan bu inanca sıkı sıkıya bağlı.
“Sabah biniyorum çalışmıyor. ‘Hadi ketçabım, hadi kuzum bak işe geç kalacağım’ diyorum çalışmaya başlıyor. Size absürt gelebilir ama pek çok arkadaşım aynı duygulara sahip. Bakın bu aracın direksiyon simidinin ortasında bir logo var. Logonun anlamı şu, kale gibi sağlam, kurt kadar bağlı ve su gibi akıp gider. Yeter ki sevin, yeter ki yakıtını yağını bakımını eksik etmeyin. Çünkü bu araç tasarlanırken çok basit ilerlemişler. Tamamı mekanik, tamamı en yalın halinde. Üç beş yedek paraca ile yola çıkıyorsunuz ve yaşanabilecek arızaları da kendiniz giderebiliyorsunuz. O bile zevk. İnsan yolda kaldığına sevinir mi? Ben seviniyorum. ‘Arabam ilgi bekliyor, demek ki sevgimi tam gösterememişim ki arıza verdi’ diyerek bakımını yapıyorum ve yeniden düşüyoruz yollara.”
Vosvos sahiplerini diğer insanlar anlamakta zorlanıyorlar. ‘70-80 yıllık bir arabaya niye para verir insan, sanayi eşrafıyla akraba eder bu araba’ diye aceleci bir kanaatle yaklaşıyorlar. Arkadaşlarından, akrabalarından gördükleri bu yaklaşımı yıkmak onların en büyük hedeflerinden biri.
“Haklı oldukları bir taraf var bu insanların. Evet doğrudur sanayi sitelerine sık sık gideriz. Ama bu bile ayrı keyif. Misal vereyim Vosvos tamiratıyla uğraşan esnafın çoğu ehli keyif insanlar. Gün görmüş geçirmiş ve bu arabayı ayakta tutmaktan hoşnutlar. Bir tek kaporta işleri biraz sıkıntı. Çünkü arabanın tüm hatları yuvarlak ve yuvarlak hatları düzeltmek normal arabalara göre daha zor. Bir vosvos yapacağı yerde üç araba düzeltebilecek esnaf biraz nazlanıyor, hakkıdır ama biz de peşini bırakmıyor ve ısrarcı oluyoruz.”
“Gece 2’de yolda kalan Vosvosçuya yardıma gittim”
Vosvos sevdalılarının dayanışma ruhu çok yüksek. Bu klasik otomobilin etrafında gelişen ilişkiler ‘aile’ ilişkileri mertebesinde görülüyor. Ankara Vos Birliği Yöneticisi Eren Dalagan’a göre bu birliktelik güçlü bir dayanışma ruhunu simgeliyor.
“Gece saat 2. Sosyal medya grubumuzun olduğu sayfaya bir yardım talebi geldi. Kayseri’den Eskişehir’e giden bir Vosvosçu yolda kalmış. Bir parçaya ihtiyacı var ve o parça bende var. Kalkıp gittim. Yaklaşık 25 kilometre mesafede yolun kenarında bekliyor. Birlikte açtık arabanın motorunu parçayı değiştirdik araba çalıştı ve yoluna devam etti. Çok güçlü bir dayanışma ruhuna sahibiz. Asker arkadaşlığı, komşuluk, akrabalık ne bileyim taraftar grubundan daha güçlü bir ilişki bu. Birbirimizi aileden sayar, öyle kabul ederiz.”
“Resmi bayramlardaki konvoyumuz en mutlu olduğumuz andır”
Ankara’da bini aşkın Volkswagen Bettle sahibi var. Tüm Türkiye’de tahminen on bini aşkın böcek yollarda geziyor. Pek çok kulüp ve dernek çatısı altında birleşen Vosvos sahipleri araçlarına duydukları sevgiyi karşı tarafa da geçirmek istiyorlar. Pek çok sosyal sorumluluk projesinin de içerisinde yer alıyorlar.
“Şimdi bizim en büyük düşümüz resmi bayramlarda geçit resmi yapmak. Arabalarımızı silip temizliyor, süslüyor ve bayrakları asıyoruz. Elli tane, yüz tane arabayla çıkıyoruz yola. Öyle güzel bir duygu ki anlatamam. Sosyal sorumluluk projelerine katılırız sürekli. Örneğin bu etkinliğimizde her katılımcıdan kitap ve oyuncak istedik. Bunları programın sonunda Güneydoğu’daki iki okula göndereceğiz. Kendi yağımızda kavruluyoruz, giderlerimizin tamamı gönüllülerin destekleri ile gerçekleşiyor.”
“Arabam annemi sevmez”
Arabasıyla iletişim halinde olduğuna inananlardan birisi de Yusuf Alperen Odabaş. Vosvos’unu yedi ay önce almış. Arabasına 60 bin lira vermiş, 40 bin lira da harcayarak tamamını elden geçirmiş. Beynam’daki araçlar arasında en göz alıcı olanlardan biri onunkisi. Ancak annesi Vosvos almasına karşı çıktığı için arabasıyla annesinin aralarının iyi olmadığını söylüyor.
“Mahalledeki abiler Vosvos kamplarına giderlerken beni de yanlarında götürürlerdi. O zamandan beri içimde büyüyen bir Vosvos aşkı vardı. Yıllarca para biriktirip yedi ay önce aldım nihayet. 60 bin liraya aldıktan sonra 40 bin lira harcayıp bu haline getirdik. Annem sürekli karşı çıkardı ‘alma masraf çıkaracak yolda bırakacak’ diye. Arabanın bu halini gördükten sonra annem sabah uyanır uyanmaz ilk iş pencereye koşup aşağı bakıyor araba yerinde duruyor mu diye. Artık çok seviyor ancak arabaya çok itiraz ettiği için araları kötü. Annem arabaya bindiğinde bazen çalışmıyor, anneme ‘senin yüzünden hep’ deyince mahcup oluyor. Neyse ki arabam çok inatçı olmadığı için bir iki teklemeden sonra çalışıyor.”
Ahmet Özçelik turizm sektöründe çalışıyor. O ve nişanlısının en büyük hayali bir gün bir Vosvos sahibi olmak. Yakında yapacakları düğünden çok Vosvos için para biriktirmişler ve nihayet arabalarına kavuşmuşlar.
“Nişamlımla günlük rutinimiz şuydu, ben sokakta bir Vosvos görünce fotoğrafını çekip ona atardım o da aynı şeyi yapardı. Bizim birbirimizle çok iyi anlaşmamızın ve aşkla birbirimize bağlı olmamızın nedenlerinden birisi de Vosvos sevgisi. Yani bu araç insanları gerçekten birbirine bağlıyor.”
Nişanlısı Merve Berk’in Vosvos sevgisi eskiye dayanıyor. Eski fotoğraflarda kalan geçmiş güzel günleri yeniden yaşayabilmek onun en büyük hayali.
“Dedemin Vosvos’u vardı. Çocukluğumun bir döneminde hiç inmedim Vosvos’tan. Annemin bir fotoğrafı var Vosvos’un yanında. Şimdi evlendiğimde gelinliğimle geçeceğim başına ve aynı fotoğrafı çektireceğim. Vosvos’umuzu gelin arabası yapacağız ve 18 Vosvos’çu daha bize eşlik edecek. Bu harika bir duygu.”
Sürücüsünden tamircisine Vosvos dünyası oldukça naif ve sevgi dolu. Bu arabanın etrafında bir araya gelen insanlar kendilerine, çevrelerine ve doğaya karşı saygı temelli bir ilişki yürütüyorlar. Farklı bir dünya onlarınki ve o dünyada arabaları ve dostları ile mutlular. Üstelik tanış olup olmamaları çok önemli değil, arabalarında iki kısa selektör ile selam çakıyorlar ve yanlarından geçtiklerinde ellerini kaldırıp bir kere de sesli ifade ediyorlar; “Selam olsun Vos-Dost.”