Yeşilay Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk, geçen yıl Türkiye'de 11 milyon çocuğa, ürettikleri modüllerle bağımlılık eğitimi verildiğini belirterek, "Bu, dünyada benzeri olmayan bir rakamdır." dedi.
Öztürk, 2016'da, önemli adımların ve projelerin hayata geçirildiğini ifade ederek, bu projelerin başlamasını çok önemli bulduklarını söyledi.
Yeşilay'ın, Türkiye'nin en eski sivil toplum kuruluşlarının başında geldiğini dile getiren Öztürk, dünya geneline bakıldığında bağımlılıkların her çeşidiyle ilgilenen, mücadele eden yegane kuruluşlar arasında yer aldıklarını anlattı.
Mücahit Öztürk, kurum tarafından bugüne kadar yapılan çalışmaların, daha çok bilgilendirme ve önleyicilik açısından önemli olduğunu belirtti.
Türkiye'de sağlık alanındaki gelişmelerin yüz güldürücü olduğuna dikkati çeken Öztürk, "Özellikle insanlarımızın sağlık kuruluşlarına ulaşabilme oranlarının artması, hizmete daha kolay ulaşabilmesi sevindirici. Bu anlamda aslında ülkemiz, madde ya da alkol bağımlılığıyla ilgili tedavi birimlerinde de oldukça önemli gelişmeler gösterdi." diye konuştu.
"Bağımlılıklarla ilgili faaliyet gösteren merkezler farklı şehirlerde açıldı"
Öztürk, bağımlılıklarla ilgili faaliyet gösteren merkezlerin ülkenin farklı şehirlerinde açıldığını ve özellikle tıbbi tedavi noktasında iyi mesafeler kat edildiğini anlatarak, şöyle devam etti:
"Bağımlılığın en büyük sorunu ve sıkıntısı bir tekrarlama riskinin olmasıdır. Yani bir bağımlı, 'temizlenme' diye isimlendirdiğimiz süreci tamamladığında da bir süre sonra tekrar aynı maddeye ya da faklı bir maddeye bağımlı olabiliyor. Bunu önlemenin de tek bir yöntemi var; tıbbi tedavi sonrasındaki sürecin iyi yönetilmesi ve kalıcı düzenleme sağlayabilmek. İşte burada farklı bir metot devreye giriyor. Biz buna rehabilitasyon diyoruz, yani bağımlılık tedavisinde üçüncü ayak olan, artık tamamen bağımlılıktan kurtulma süreci. Yeşilay, bu anlamda bu eksiği gördü, fark etti ve 'Biz neler yapabiliriz?' diye düşünerek YEDAM'ı (Yeşilay Danışmanlık Merkezi) kurdu."
Prof. Dr. Öztürk, YEDAM ile bir model oluşturmaya çalıştıklarını, bu anlamda pilot çalışma yaparak Üsküdar'da kurdukları merkezden gelen veriler ışığında hem merkezi genişletmek ve yaymak hem de süreçleri yönetebilmek adına bir veri elde etmek için çaba gösterdiklerini dile getirdi.
Yeşilay'ın bunu yaparken kendi birikimleri yanında uzmanlardan da ciddi destek aldığını aktaran Öztürk, "YEDAM'da başlayan bu sistemi, aslında Türkiye genelinde bir bağımlılık tedavisi, bir rehabilitasyon sistemi haline getirme çalışmalarımız da var. Bir rehabilitasyon modeli geliştirmeye çalışıyoruz." dedi.
"Bağımlılık tedavisinde rehabilitasyon süreci çok önemli"
Öztürk, bağımlılık tedavisinde, özellikle rehabilitasyon sürecindeki en önemli problemlerinden birinin tedaviye devam durumu olduğunu vurgulayarak, "Bu anlamda başvuruyla tedaviye devam noktasına baktığımızda, yüzde 50'nin üzerinde bir devam oranı gördük ki bu dünya ortalamasında oldukça iyi bir oran." ifadesini kullandı.
Bağımlılığın rehabilitasyon sürecinin çok zorlu olduğuna, fedakarlık istediğine, bu nedenle de sürecin yönetilmesinin biraz sıkıntılı olabileceğine işaret eden Öztürk, şunları kaydetti:
"Kendi aramızda YEDAM'lardaki tedavi sürecinin ücretsiz olmasına karar verdik. Aslında bu çok önemli bir karardı. Ekonomik durumu belirli bir seviyenin üzerinde olan insanlar, terapi sürecini yönetebiliyor. Ama birçok insanımız bu uzun tedavi sürecini isteseler de ekonomik anlamda yürütemiyor. Yeşilay, bu açıdan da çok önemli bir açığı aslında kapatmış olacak. Hedefimiz bu hizmetlerin tamamını halkımıza ücretsiz olarak sağlayabilmek. Bu anlamda da aslında insanımızın, özellikle varlıklı insanların, iş adamlarımızın hassasiyetlerini biliyoruz. Biz YEDAM'ı onlara anlatıp, bu anlamda bize destek vermelerini talep edeceğiz."
Prof. Dr. Öztürk, bağımlılıkla ilgili tedavi süreçleri için vatandaşların, "444 79 75" numaralı hattan bilgi alabileceğini kaydetti.
"Olmazsa olmaz faaliyetimiz farkındalığı artırmak"
Yeşilay'ın olmazsa olmaz faaliyetinin farkındalığı artırmayı amaçladığını ifade eden Öztürk, bu anlamda Milli Eğitim, Gençlik ve Spor bakanlıkları, Diyanet İşleri Başkanlığı ile iş birliği yaptıklarını aktardı. Öztürk, hayata geçirdikleri Türkiye Bağımlılıkla Mücadele Eğitim Programı kapsamında, anaokulu, ilkokul, ortaokul, lise, üniversite ve yetişkinler olmak üzere farklı gruplara bağımlılık eğitimiyle ilgili modüller oluşturduklarını dile getirdi.
Öztürk, "2016 sonu itibarıyla Türkiye'de 11 milyon çocuğa ürettiğimiz modüllerle bağımlılık eğitimi verdik. Bu, dünyada benzeri olmayan bir rakamdır. Özellikle altını çizmek istiyorum, anlatılan şeylerin bilimsel olması çok değerli ve çok önemli. Çünkü maalesef bilimsel temeli olamayan bilgiler, her zaman sıkıntı yaratacak ve fayda sağlamak yerine zarar getirebilecek şeyler olabiliyor. İkinci değerli şey, yaş gruplarına göre anlatacaklarımızı belirlememiz oldu." diye konuştu.